Page 712 - Risale-i Nur - Şualar
P. 712

714                                                                                                                                    ŞUÂLAR


          kırkiki ederek bu asrın şu tarihine nazar-ı dikkati celbetmekle beraber,
          Kur'ânın Tenziliyle çok alâkadar bir Nura parmak basıyor. Ve o tarihten
          az  sonra  Mu’cizat-ı  Ahmediye  (A.S.M.)  Risalesi  ve  Yirminci  ve
          Yirmidördüncü  Mektublar  gibi  Risalet-ün-Nurun  en  Nuranî  Cüzleri
          meydan-ı intişara çıkmaları ve Kur'ân'ın kırk vecihle İ’cazını isbat eden
          Mu’cizat-ı  Kur'âniye  Risalesiyle  Haşre  dair  Onuncu  Sözün  ikisinin
          kırkikide İntişarları ve kırkaltıda fevkalâde İştiharları aynı tarihte olması
          bir kuvvetli emâredir ki, bu Âyet Ona hususî bir iltifatı var. Hem nasılki

                                                                      ِ
                                                                  ِ

          bu Âyetler Te'lif ve İntişarına işaret ederler, öyle de yalnız با   تكلا لي   ۪نت
                                                                              ْ َ
                                                                     َ ْ ُ
          Kelimesi  Risalet-ün  Nurun  ismine  -şeddeli  ن    bir    ن    sayılmak
          cihetiyle-  gayet  cüz'î  bir  farkla  Tevafuk  edip  remzen  bakar,  kendine

                                   ِ
                               ِ
          kabul  eder.  Çünki     باتكلا  لي   ۪نت  Kelimesi  dokuzyüz  ellibir  ederek
                                 َ ْ ُ
                                          ْ َ
          Risalet-ün-Nurun  makamı  olan  dokuzyüz  kırksekize  Sırlı  üç  farkla
          Tevafuk noktasından bakar...

              Birden  hatıra  geldi  ki:  Bu  üç  farkın  Sırrı  ise  Risalet-ün-Nurun
          mertebesi  üçüncüde  olmasıdır.  Yani  Vahiy  değil  ve  olamaz.  Hem
          umumiyetle  dahi  İlham  değil,  belki  ekseriyetle  Kur'anın  Feyziyle  ve
          Medediyle Kalbe gelen Sünühat ve İstihracat-ı Kur'aniyedir.

              Cây - i  dikkattir   ki    birinci       مح    olan     Sûre - i  Mü'minde
                                             ۤ ٰ
                                   ِ
                               ِ
            ۪
          ميلعْلا  ِزي  َ  ا    ْل   ع   ۪ز  ِ   للّٰا  َ ه  ِ      م   ن      باتكل ا لي   ۪نت    makam-ı cifrîsi,    bazı    mühim
                                  َ
                                          ْ َ
                                       ُ ْ
             َ
          Âyetler  gibi  bin  üçyüz  yetmişe  bakıyor.  Acaba  onbeş  -  yirmi  sene
          sonra başka bir Nur-u Kur'an zuhur mu edecek, yahut Resâil-in-Nurun
          bir  İnkişaf-ı  Fevkalâde  ile  bir  Fütuhatı  mı  olacak  bilmediğimden  o
          kapıyı açamıyorum.

              YİRMİBEŞİNCİ ÂYET:
                                 ِ
                 ۪
                ي
               ِ
              م
                 ح َّ   رل ا  ِنمحرلا  نم     لي      ت   ۪ن    ح م   Âyet-i  Kudsiyesidir.  Bu  Âyetin
                                            ٰ ۤ َ ْ ٌ
                         ٰ ْ َّ
                                َ
          mâna-yı işarîsi, Resail-in-Nur ile münasebeti çok kuvvetlidir. Bir ciheti
   707   708   709   710   711   712   713   714   715   716   717