Page 73 - Risale-i Nur - Şualar
P. 73

DÖRDÜNCÜ  ŞUÂ                                                                                                                     75


           İsimlerin  Hüsün  ve  Cemali  ise,  İsimlerin  menşei  olan  kudsî  Sıfatların
           Hüsün  ve  Cemaline  kat'î  şehadet  ve  Sıfatların  Hüsün  ve  Cemal  ise,
           Sıfatların mebdei olan Şuunat-ı Zâtiyenin Hüsün ve Cemaline kat'î şehadet
           ve Şuunat-ı Zâtiyenin Hüsün ve Cemali ise, fâil ve müsemma ve mevsuf
           olan  Zâtının  Hüsün  ve  Cemaline  ve  mahiyetinin  Kudsî  Kemaline  ve
           Hakikatının  Mukaddes  Güzelliğine  bedahet  derecede  kat'î  bir  surette
           şehadet eder. Demek Sâni'-i Zülcemal'in kendi Zât-ı Akdesine lâyık öyle
           hadsiz bir Hüsn ü Cemali var ki, bir gölgesi bütün mevcudatı baştan
           başa güzelleştirmiş ve öyle münezzeh ve mukaddes bir güzelliği var ki,
           bir Cilvesi Kâinatı serbeser güzelleştirmiş ve bütün daire-i mümkinatı
           Hüsün ve Cemal lem'alarıyla Tezyin edib ışıklandırmış. Evet işlenmiş
           bir  eser  fiilsiz  olmadığı  gibi,  fiil  dahi  fâilsiz  olamaz.  Ve  İsimler
           müsemmasız  olması muhal  olduğu  gibi,  sıfatlar  dahi  mevsufsuz  mümkin
           değildir. Madem bir san'atın ve eserin vücudu, bedahetle o eseri işleyenin
           fiiline delalet ve o fiilin vücudu, fâilinin ve ünvanının ve eseri intac eden
           sıfatın  ve  isminin  vücudlarına  delalet  eder.  Elbette  bir  eserin  kemali  ve
           cemali dahi fiilin kendine mahsus Kemal ve Cemaline, o da İsmin kendine
           münasib  muvafık  güzelliğine,  o  dahi  Zâtın  ve  Hakikatın  -fakat  Zâta  ve
           Hakikata  lâyık  ve  muvafık-  Kemaline  ve  Cemaline  İlmelyakîn  ile  ve
           bedahetle delalet eder. Aynen öyle de: Bu eserler perdesi altındaki Faaliyet-
           i Daime fâilsiz olması muhal olduğu gibi, bu masnuat üstünde cilveleri ve
           nakışları göz ile görünen İsimler dahi müsemmasız hiç bir cihetle mümkin
           olmadığı  ve  müşahede  derecesinde  hissedilen  Kudret,  İrade  gibi  Sıfatlar
           dahi  mevsufsuz  olması  muhal  olduğundan,  şu  Kâinatta  bütün  eserler,
           mahluklar,  masnular  hadsiz  vücudlarıyla,  Hâlık  ve  Sâni'  ve  fâillerinin
           Vücud-u  Ef'aline  ve  Esmasının  Vücuduna  ve  Evsafının  Vücuduna  ve
           Şuunat-ı Zâtiyesinin Vücuduna ve Zât-ı Akdesinin Vücub-u Vücuduna kat'î
           bir surette delalet ettikleri gibi, o masnuatın umumunda görünen muhtelif
           Kemalât ve ayrı ayrı Cemaller ve çeşit çeşit güzellikler, Sâni'-i Zülcelal'de
           olan Fiillerin ve İsimlerin ve Sıfatların ve Şe'nlerin ve Zâtının kendilerine
           mahsus münasib ve lâyık ve Vâcibiyetine ve Kudsiyetine muvafık olarak
           hadsiz  Kemalâtlarına  ve  nihayetsiz  Cemallerine  ve  ayrı  ayrı  ve  umum
           Kâinatın fevkinde güzelliklerine gayet sarih şehadet ve gayet kat'î delalet
           ederler.

                İ k i n c i   B ü r h a n 'ın beş noktası var:
   68   69   70   71   72   73   74   75   76   77   78