Page 112 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 112
M ÜNAFI ĞIN D ERİN K ARANLI ĞI
MÜNAFIK AHLAKSIZLIĞI VE OYUNLARI
MÜSLÜMANLAR 'V CDANLARI', MÜNAFIKLAR SE 'MANTIKLARI' LE
HAREKET EDERLER
İman edenler ile, Müslüman ahlakını yaşamayan insanların hayatlarının her
anı birbirlerinden tamamen farklıdır. Bunun en önemli göstergelerinden biri de,
inananların 'vicdanlarıyla', iman etmeyenlerin ise 'mantıkları' ile hareket etmeleridir.
Müslümanlar karşılaştıkları her olayda, alacakları her kararda, atacakları her adımda,
söyleyecekleri her sözde, her düşüncelerinde, her seçimlerinde vicdanlarının sesine
kulak verirler. İman etmeyenler ise tüm bu aşamalarda hep dünyevi hesaplar yapar
ve her şeyi mantık süzgecinden geçirerek hareket ederler. Dolayısıyla Müslüman
ahlakıyla yaşamaya karar veren bir insanın, kendisinde mutlaka bu sorgulamayı
yapması ve 'vicdanıyla' mı yoksa 'mantığıyla' mı hareket ettiğini gözden geçirmesi
gerekir.
Nitekim bu sorgulamayı yapmamış olup iman ettiğini söyleyen bir kimseye,
"Müslüman olduktan sonra hayatında ne değişti?" diye sorduğumuzda, "Artık
namaz kılıyorum, haramlara dikkat ediyorum" diyebilir. Elbette ki bunlar İslam
ahlakını yaşamanın birer gereğidir ve bu hükümlere titizlik göstermeye başlamış
olması son derece güzeldir. Ama Müslüman olan bir kimsenin, diğer insanlardan
farkı bir de şu olmalıdır: "Sen daha önce mantığınla hareket ediyordun, şimdi
artık vicdanınla hareket edeceksin. Allah her an senin vicdanına vahyedecek sen
de vicdanına uyacaksın. Vicdan kullanmadan mantıkla hareket etme alışkanlığı
ise artık senin için bitecek."
Bir insanın iman ettiği halde hala Kuran ahlakı ve vicdanı yerine, mantığıyla
düşünüp hayatını bu doğrultuda yönlendiriyor olması, onu samimiyetsiz bir ka-
rakterde bırakacak ve samimi iman etmesine engel olacaktır.
Çünkü Münafıklar da işte hayatlarını hep böyle 'mantık hesapları' yaparak ge-
çirirler. Allah bir Kuran ayetinde münafıkların bu ahlakına şöyle dikkat çekmiştir:
Eğer yakın bir yarar ve orta bir sefer olsaydı, onlar mutlaka seni izlerlerdi. Ama
zorluk onlara uzak geldi. "Eğer güç yetirseydik muhakkak seninle birlikte (savaşa)
110