Page 122 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 122

M ÜNAFI ĞIN D ERİN K ARANLI ĞI




                    tasalanırlar, size bir kötülük isabet ettiğindeyse buna sevinirler..." (Al-i İmran Suresi,
                    120) ayetiyle, Allah münafığın bu kininin nedenini açıklamıştır. Müslümanların iyilik,

                    güzellik, nimet, bolluk, huzur, sevinç, sevgi, dostluk ve mutluluk içinde yaşaması,
                    münafığın kin, öfke ve üzüntü sebebidir.

                         Müslümanlar güne sevinçle, Allah'a ve kendilerine verdiği nimetlere şükrederek
                    başlarlarken, münafık her sabah gözlerini güne mutsuzluk içerisinde açar. Yine is-
                    temediği, sevmediği, aynı idealleri ve inancı paylaşmadığı insanlarla bir aradadır.

                    Haset ettiği, kin ve öfke duyduğu, dost olarak görmediği, sevmediği insanlara karşı
                    yine rol yapmaya devam etmek durumundadır. İstemediği halde onlara sevgi ve saygı

                    gösterecek, iltifat edecek, yaptıkları hayırlı faaliyetlere destek vermek ve elde ettikleri
                    başarılardan dolayı onlarla birlikte sevinç taklidi yapmak zorunda kalacaktır.
                         O bu azap verici ruh halini yaşarken, Müslümanlar, samimi olmanın, gerçek

                    sevgiyi ve dostluğu yaşamanın, dünyanın en güven dolu ortamında, en temiz, en gü-
                    venilir ve dürüst insanlarıyla, huzurlu bir hayat yaşamanın mutluluğu içindedirler.
                    İşte bu acı zıtlığın çok iyi bilincinde olmaları, onların gün boyu büyük bir moral bo-

                    zukluğu ve öfke içinde yaşamalarına neden olur.



                         MÜNAFIĞIN KALB NDEK  K N, ÖFKE VE HASET

                         GÜN BOYU TAVIRLARINA YANSIR

                         Münafığı ele veren en önemli alametlerinden biri de, 'vücut dili'dir. Allah bir
                    ayetinde, "Eğer Biz dilersek, sana onları elbette gösteririz, böylelikle onları simala-

                    rından tanırsın. And olsun, sen onları, sözlerin söyleniş tarzından da tanırsın."
                    (Muhammed Suresi, 30) sözleriyle münafıkların konuşma, hal ve tavır bozukluklarını
                    vurgulamakta, dikkatle izlenirse Allah'ın izniyle münafıkların bu alametlerinin fark

                    edilebileceğine işaret etmektedir.
                         Müslümanların neşesini, başarısını, zenginliğini, konforunu, akıl derinliğini,
                    güzelliğini, sağlığını, heybetini görmek münafıkların ruhlarındaki hasedi, kin dolu

                    bir öfkeye dönüştürür. Bu yüzden öfkeden gözü dönen münafıklar gün içinde Müs-
                    lümanlara sürekli sıkıntı vermeye çalışırlar. Büyük bir hırsla onların imkanlarını
                    kısmaya, neşelerini kaçırmaya, başarılarını engellemeye gayret ederler. Ama tabii

                    ki bunu açık açık değil, şeytani zekalarıyla gizliden gizliye ve sinsi yöntemler kullanarak
                    yaparlar. Kendi düşük akıllarınca, bu şekilde Müslümanları 'psikolojik olarak güçten

                    düşürüp yıpratabileceklerini' zannederler.
                         Oysa Müslümanlar üzerinde münafıkların psikolojik baskısının, gizli müca-
                    delesinin negatif bir etkisi asla olmaz. Aksine münafık, Müslümanın gücüne güç,

                    neşesine neşe katar, şevkini arttırır. Üzerindeki meskenet hissini yok eder, İslam'ı





           120
   117   118   119   120   121   122   123   124   125   126   127