Page 128 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 128

M ÜNAFI ĞIN D ERİN K ARANLI ĞI




                     zeka, akıl ve yeteneğe sahip olduğu' inancındadır. Kendisine söylenen her hayırlı

                     söze, kibir ve enaniyetle, züppelik ve küstahlıkla, bilmişlik ve kabalıkla cevap
                     verir. Saygısızlığını en iyi ve en abartılı şekilde vurgulamaya çalışır.

                         İşte münafığın haince planlarının küçük bir kısmı bu şekildedir. Ve Allah'ın
                     Müddessir Suresi'nde, Peygamberimiz (sav)'e karşı yapılan bir münafık eylemi olarak
                     bildirdiği bu tavırlar, münafığın küfre benzer ahlakını çok açık bir şekilde ortaya

                     koymaktadır. Ancak münafığın, tüm bu sinsi eylemleri, kasıtlı olarak ve hainlikle
                     uygularken unuttuğu birşey vardır. Allah münafıkları asla başarılı kılmayacak ve

                     bu hasta ruhlu insanların İslam'a ve Müslümanlara zarar vermesine asla izin ver-
                     meyecektir. Münafık kendi hain ve kalleş dünyasında, kurduğu tuzaklar içerisinde
                     boğulup kalacaktır. Oynadığı sinsice oyunlar, dünyasının da ahiretinin de sonu ola-

                     caktır.
                         Müslümanların onlara sunduğu tertemiz, nurlu bir hayatta huzur bulamayan ve
                     küfre yaklaştıkça mutlu olacaklarını sanan münafıklar, giderek küfrün zulmü içeri-

                     sinde daha da büyük bir mutsuzluğa sürükleneceklerdir. Ahirette ise sonsuza kadar
                     pişmanlık ve acı içerisinde, en yakın dostları olan şeytan ile birlikte büyük bir azap
                     yaşayacaklardır.




                         MÜNAFIK P S BAKIŞLARIYLA YETER  KADAR EYLEM YAPAMADIĞINI
                         DÜŞÜNDÜĞÜNDE, D L YLE MÜSLÜMANLARI RAHATSIZ ETMEYE ÇALIŞIR


                         Eğer Biz dilersek, sana onları elbette gösteririz, böylelikle onları simalarından ta-
                         nırsın. And olsun, sen onları, sözlerin söyleniş tarzından da tanırsın. Allah, amel-
                         lerinizi bilir. (Muhammed Suresi, 30)

                         Bakışları gibi, üslubu da münafığı ele veren en önemli alametlerden biridir.
                     Allah Kuran'da Müslümanların münafıkları, 'konuşmalarındaki anormalliklerden

                     tanıyıp fark edebileceklerini' bildirmiştir. Zira münafıkların konuşmaları bir Müs-
                     lümanın konuşma tarzına, adabına, ahlakına hiç benzemez. Öfkeli, laf dokunduran,
                     küstah, saygısız, kinayeli, kinli ve saldırgan bir üslupla konuşurlar. Züppelikleri,

                     laf dokundurmaları, her fırsatta Müslümanları incitmeye çalışan sözler seçmeleri,
                     yalan söylemeleri, iftira atmaları ve sürekli olarak Müslümanları suçlayan bir üslup

                     kullanmaları karakteristik özelliklerindendir. Müslümanların Allah'tan korkup sa-
                     kındıkları için asla ağızlarına dahi almayacakları sözleri, Kuran'a ve İslam ahlakına
                     muhalif mantık ve fikirleri pervasızca konuşurlar.

                         Münafıkların kullandıkları bu üslupla neyi amaçladıklarını anlamak ise önemlidir.
                     Çünkü münafığın her eylemiyle ulaşmayı hedeflediği bir sonuç vardır. Münafık geli-
                     şigüzel, doğal akışıyla konuşuyor değildir. Bir konuda istediği bir çıkarı elde edebilmek,

                     kendini temize çıkarmak, kendi üstünlüğünü, haklılığını veya diğer insanların eksik-


           126
   123   124   125   126   127   128   129   130   131   132   133