Page 132 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 132
M ÜNAFI ĞIN D ERİN K ARANLI ĞI
manın hiçbir şekilde yanaşmayacağı davranışlardır. Olaylar istedikleri gibi gelişmese
de, karşılarındaki insanlar hata yapsalar da, Müslüman tüm bunların kaderde hayırla
yaratıldığını bilir.
Münafıklar ise, her konuda olduğu gibi, bu tarz durumlarda da, Müslümanların
tamamen zıttı olan tavır bozukluklarıyla dikkat çekerler. Terslik gibi görünen ufacık
bir olayla karşılaştıklarında hemen öfkelenip söylenmeye, bağırıp çağırmaya ve
tartışıp kavgacı ve saldırgan tavırlar sergilemeye başlarlar. İçlerinde gizledikleri
anarşi ruhu tamamen ağızlarından dışa vurur. O ana kadar Müslüman taklidi ya-
parken, sinirlenmeleriyle birlikte kontrollerini kaybeder ve bir anda ruhlarındaki
küfür özelliklerini açıkça ortaya dökmeye başlarlar. Allah, Peygamberimiz (sav)
dönemindeki münafıkların da, Resulullah (sav)'ın yanındayken bile aynı küfri ahlakı
ve tavır bozukluklarını sergilediklerini bildirmiştir:
... Ey iman edenler, seslerinizi Peygamberin sesi üstünde yükseltmeyin ve birbirinize
bağırdığınız gibi, ona sözle bağırıp-söylemeyin; yoksa siz şuurunda değilken, amel-
leriniz boşa gider. (Hucurat Suresi, 1-2)
Bir başka Kuran ayetinde ise Allah, "... Sesinden de (yüksek perdeleri) eksilt.
Çünkü, seslerin en çirkin olanı gerçekten eşeklerin sesidir." (Lokman Suresi, 19)
sözleriyle, 'bağıran, rahatsız eden bir konuşma üslubunu beğenmediğini' bildirmiştir.
İşte Allah'ın beğenmediği bir tavrı, bilerek ve ısrarla uygulamaya devam etmek,
münafıkların önemli bir vasfıdır. Münafıklar bu ahlaklarındaki kararlılık ile, Müs-
lümanlardan farklı olduklarını ve küfür ahlakını yaşamaktaki ısrarlarını açıkça ortaya
koymuş olurlar.
MÜNAFIK ZÜPPEL K YAPARAK BÜYÜKLÜK TASLAR
Allah Kuran'ın "Yeryüzünde böbürlenerek yürüme; çünkü sen ne yeri yarabi-
lirsin, ne dağlara boyca ulaşabilirsin." (İsra Suresi, 37) ayetiyle Müslümanlara bü-
yüklenmekten sakınmalarını hatırlatmıştır.
Müslümanlar Allah'ın ayette tarif ettiği ahlakı beğenmediğini bilerek, enaniyet
ve kibir gibi görünebilecek en ufak bir tavır bozukluğundan dahi şiddetle sakınırlar.
Münafıklar ise Müslümanların tam aksine, her konuda kendilerini ön plana çıkar-
mak, büyüklüklerini ve herkesten üstün olduklarını vurgulayabilmek için her fırsatı
kullanırlar. İçlerindeki büyüklük ve öne geçme hırsı çok şiddetlidir. Dolayısıyla da
gün boyu tüm tavır ve konuşmalarına, yüz ifadelerine bu ruh halleri hakimdir. Ba-
kışlarına, seslerine, konuşmalarına, oturup kalkmalarına, sıradan bir konuda yap-
tıkları yorumlarına ve hatta sevgi gösterme şekillerine kadar her hareketlerinde,
her mimiklerinde bu büyüklük hırsının yansımaları görülür. Allah münafıklardaki
bu 'şeytani büyüklük hırsına' Kuran ayetlerinde şöyle dikkat çekmiştir:
130