Page 133 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 133

ad nan o k t ar (haru n  y ahy a)




                     Kahrolası, nasıl bir ölçü koydu? Yine kahrolası, nasıl bir ölçü koydu? Sonra bir
                     baktı. Sonra kaşlarını çattı ve yüzünü ekşitti. Sonra da sırt çevirdi ve büyüklük

                     tasladı (istikbar). (Müddessir Suresi, 19-23)
                     Allah Kuran ayetlerinde münafık ahlakını çok detaylı olarak tarif etmiştir. Bu

                 bakış açısıyla bakan Müslümanlar, münafıkların tavırlarından, konuşmalarından,
                 vücut dillerinden, yürüyüş stillerinden, kaşlarını soktukları şekilden, bakışlarındaki
                 bozukluktan ve yüzlerine verdikleri sinsi anlamlardan bu büyüklük tutkusunu çok

                 açık bir şekilde anlayabilirler.
                     Münafık sahip olduğu her şeyi, büyüklüğünü vurgulamak için önemli bir fırsat

                 olarak görür. Allah'ın verdiği güzelliğini, sağlığını, gençliğini, bilgisini, kültürünü,
                 yeteneğini, itibarını, maddi manevi sahip olduğu nimetleri hep insanlara üstünlük
                 taslamak için kullanır. Kendisini ne kadar büyütürse, çevresindeki diğer insanları

                 da o kadar aşağı görüp küçümsemeye başlar. Dünyanın en akıllı, en zeki, en yete-
                 nekli, en iyi konuşan, en iyi yazı yazan kişisinin kendisi olduğu kanaatindedir.

                 Hatta pek çok konuda kendisinin dünya çapında tüm insanlar arasında nadir rast-
                 lanacak mükemmellikte ve yetenekte bir insan olduğuna inanmaya başlar. Bu bakış
                 açısının sonunda da iyice azgınlaşır. Allah münafıkların bu giderek artan büyüklük

                 tutkusunu bir ayette "… Onların göğüslerinde kendisine ulaşamayacakları bir bü-
                 yüklük (isteğin)den başkası yoktur…" (Mümin Suresi, 56) sözleriyle açıklamıştır.
                     Allah bir başka ayette de, "... Çünkü, Allah, her büyüklük taslayıp böbürleneni

                 sevmez." (Nisa Suresi, 36) sözleriyle bu ahlakı beğenmediğini bildirmiştir. Eğer bir
                 Müslüman istemeden bunlardan herhangi birine benzer bir tavır gösterecek olsa,
                 iman edenler ona Kuran ayetlerini ve Allah'ın bu tavrı beğenmediğini hatırlatırlar ve

                 o da hemen bu hatasını düzeltir. Ama münafıkta böyle bir sonuç alabilmek mümkün
                 olmaz. Kuran ayetleri münafığa etki etmez. Münafık ayetleri ne dinler ne de an-

                 lamlarını düşünür. Dolayısıyla da münafığı, içindeki bu büyüklük hırsından kur-
                 tulması için doğru yola çağırmak etkili olmaz. Allah münafığın bu tarz bir çağrı
                 karşısında nasıl bir tavır göstereceğini bir Kuran ayetinde şöyle haber vermiştir:

                     Ona: "Allah'tan kork" denildiğinde, büyüklük gururu onu günaha sürükler, kuşatır.
                     Böylesine cehennem yeter;  ne kötü bir yataktır o. (Bakara Suresi, 206)




                     MÜNAFIK SAYGIDAN YOKSUNDUR; NEZAKETS Z VE DÜŞÜNCES ZD R

                     Müslümanların en önemli özelliklerinden biri, hayatlarının her anında Kuran
                 ahlakına uygun bir üslup ile konuşmalarıdır. İman etmeleriyle birlikte, cahiliye top-
                 lumlarında insanların büyük bölümüne hakim olan negatif karakter özelliklerinden

                 arınmışlardır. Dolayısıyla bu temiz, Rahmani ahlak tüm tavır ve konuşmalarına ha-





                                                                                                             131
   128   129   130   131   132   133   134   135   136   137   138