Page 137 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 137
ad nan o k t ar (haru n y ahy a)
düşünüyorlardı. Onları da küfür ahlakına teşvik edebileceklerini ve kendilerine yandaş
toplayabileceklerini sanıyorlardı. Oysaki kendilerini ön plana çıkarabilmek için yaptıkları
her sinsi ve samimiyetsiz tavır, her seferinde 'münafıkların akılsızlığını', 'Peygamberimiz
(sav)'in ise ne kadar üstün bir akla sahip olduğunu' ortaya koyuyordu.
İşte Peygamberimiz (sav) dönemindeki bu münafık karakteri, tarih boyunca her
Müslüman toplumunda aynı sinsilikle ortaya çıkmıştır. Müslümanların başında 'manevi
lider ve yol gösterici olarak her kim bulunuyorsa', münafıkların hedefinde de her za-
man o kimseler olmuştur. Günümüzde de halen, Müslümanlara en faydalı hizmeti
kim yapıyor, en etkili fikri mücadeleyi kim veriyor ve inananları en çok kim güçlen-
diriyorsa, münafığın hedefinde de işte bu mübarek insanlar vardır.
Münafıkların Peygamberimiz (sav)'e karşı olduğu gibi, bu üstün ahlaklı lider ko-
numundaki mümin şahıslara karşı saygı göstermeyi kabullenememelerinin sebebi de
aslında çok açıktır. Münafıkların Müslümanların arasında bulunma nedenleri, Kuran
ahlakını yaşayarak Allah'ın rızasını, rahmetini ve cennetini kazanmak değildir. Dola-
yısıyla Müslümanlar güzel ahlakın en fazlasını yaşamaya çalışırken, münafıkların böyle
bir amaçları ve buna dair herhangi bir şevk ve azimleri de yoktur. Allah'a ve ahirete,
ya çok zayıf bir iman ile inanmışlardır ya da tümüyle imansızlığı seçmişlerdir. Dünyada
yapıp ettiklerinden dolayı ahirette sorguya çekileceklerini düşünmeden yaşarlar. Onlar
için önemli olan, dünya hayatında menfaatlerini koruyabilmek ve her anlarını istedikleri
gibi yaşayabilmektir. Eğer bu amaçları doğrultusunda sinsice ve kurnazca hareket ede-
biliyorlarsa, arkalarında iz bırakmadan ya da insanlara sezdirmeden, oyun oynayarak
menfaatlerine ulaşabiliyorlarsa, onlara göre başka sorun yoktur. Çıkarlarını koruduktan,
istediklerini elde edebildikten sonra, güzel ahlak göstermenin, nezaketli, ince düşünceli,
saygılı olmanın onlar için hiçbir ehemmiyeti ve gereği yoktur.
İşte münafıklar, bu çirkin bakış açıları nedeniyle, Müslümanların manevi lideri
olan kimselerin yanındayken de, sinsi oyunlarla, laf kalabalığıyla, yalan dolan dolu
konuşmalar ile, sadece kendi hedeflerine ulaşma peşinde hareket ederler. İçlerinde ne
Peygamberimiz (sav)'e ne Müslümanlara ne de onlara önderlik eden müminlere karşı
gerçek bir sevgi hissetmedikleri için, bu sevginin göstergesi olan 'samimi saygı ve el
üstünde tutma ahlakı'nı da göstermezler. Münasebetsiz, düşüncesiz, nezaketsiz, sa-
mimiyetsiz ve sahtekar tavır ve üslupları, Peygamberimiz (sav)'in, elçilerin ya da Müs-
lümanların manevi liderliğini üstlenmiş kişilerin bulunduğu ortamlarda hemen kendini
belli eder.
Ancak tüm bunları, ellerinden geldiğince 'sinsi ve sözde ispat edilemeyecek me-
totlarla', alttan alta yapmaya çalışırlar. Zira çok aleni bir ahlaksızlık yapmaları duru-
munda, tüm Müslümanların onlara karşı ciddi şekilde tavır alacaklarını çok iyi bil-
mektedirler. Dolayısıyla gizli ahlaksızlıklarını hep sanki 'yanlışlıkla, fark etmeden,
135