Page 189 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 189

ad nan o k t ar (haru n  y ahy a)






                     Allah bir ayette münafıklar için, "Sizinle birlikte çıksalardı, size 'kötülük ve
                 zarardan' başka birşey ilave etmez ve aranıza mutlaka fitne sokmak üzere içinizde
                 çaba yürütürlerdi..." (Tevbe Suresi, 47) buyurmuştur. İşte eğer "Bu sıcakta (savaşa)

                 çıkmayın" diye sinsice bahaneler öne süren münafıklara, "Burada hava her zaman
                 sıcak, gelin Müslümanlarla birlikte savaşa katılın" denmiş olsa, Allah'ın ayette bil-

                 dirdiği gibi, orada da Müslümanlara 'ayak bağı olacak' ve içlerinde mutlaka 'fitne
                 çıkaracaklardır'. Peygamber (sav)'e ve Müslümanlara iftiralar atacak; haksızlığa
                 uğradıklarını, mağdur olduklarını ve hatta eziyete uğratıldığını iddia edeceklerdir.

                 Tüm bu iddiaları yalan olduğu halde, bu şekilde yaygara kopararak fitne çıkarmaya
                 çalışacaklardır.

                     Oysaki açıktır ki bu şahıslara, Peygamber (sav) ile birlikte savaşa katılmaları
                 karşılığında 'yüklü miktarlarda altın ya da para' verilmiş olsa, onlar hiçbir mazeret
                 öne sürmeksizin koşarak Peygamberimiz (sav)'i izleyecek ve hava bundan çok daha

                 sıcak da olsa, kendilerinde her türlü zorluğa katlanacak gücü de bulacaklardı.



                     MÜNAFIK B L NÇALTI KURGULAMA YÖNTEMLER YLE  NSANLARIN

                     -HAŞA- ALLAH'A OLAN GÜVENLER N  SARSMAYI HEDEFLER

                     Münafıkların "Sıcakta savaşa çıkmayın" sözünü söylemekteki bir başka amaçları
                 da, 'Peygamber (sav)'e olduğu kadar, Müslümanların -haşa- Allah'a karşı olan gü-
                 venlerini de sarsabilmek'tir. Bu konuşmalarıyla Peygamberimiz (sav)'e "Savaşa çıkın

                 diyorsun ama, buradaki havanın durumunu görüyorsun. Beyin kanaması olacağız,
                 sıcaktan tansiyonumuz çıkıyor, eğer savaşa çıkarsak helak oluruz. Sen bir Peygamber

                 olarak bunu nasıl düşünmezsin?" gibi imalarda bulunabilmektedir. Ardından da,
                 "Bak ben Peygamber değilim, ama ben bunu düşünüyorum. Görüyor musun, de-
                 mek ki ben senden daha üstünüm. Demek ki Allah seni Peygamber olarak gön-

                 dermekle hata yaptı. Ama bak ben hepinizden; Allah'tan da, Peygamberden de
                 büyüğüm ki, bunları düşünebiliyorum" (Allah'ı ve Peygamberimiz (sav)'i tenzih
                 ederiz) mantığıyla konuşacak ve -o zayıf akıllarınca- sözde kendi büyüklüklerini is-

                 patlamış olacaklardır. Münafıklar bu sözleriyle, çevrelerindeki imanı ve aklı zayıf
                 olan kimseleri de kolaylıkla etkileyebileceklerini ve onları kendilerine bağlayabile-
                 ceklerini umuyorlardı.

                     Oysaki Peygamberimiz (sav)'in Müslümanları sefere çağırmasının pek çok
                 zaruri sebebi ve hikmeti vardır. O dönemde Müslümanlar eziyet görmekte ve

                 şehit edilmektedir. Peygamberimiz (sav) 'İslam'a yapılan saldırıları durdurmak;
                 Müslümanları, kadınları, yaşlıları, çocukları korumak, şehit edilmelerini önlemek
                 için' böyle bir karar almıştır. Bu durumda Müslümanlar, sıcağı hiç düşünecek bir




                                                                                                             187
   184   185   186   187   188   189   190   191   192   193   194