Page 185 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 185

ad nan o k t ar (haru n  y ahy a)






                 fıklar, bu sinsi yöntemi çok fazla kullanmışlardır. Bunlardan biri de Tebük Savaşı
                 sırasında, Peygamberimiz (sav) ile birlikte sefere çıkmamak için yalan söyleyip ba-
                 haneler üreten münafıkların üslubunda görülür:

                     Allah'ın elçisine muhalif olarak (savaştan) geri kalanlar oturup-kalmalarına se-
                     vindiler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla mücadele etmeyi çirkin görerek:

                     "Bu sıcakta (savaşa) çıkmayın" dediler. (Tevbe Suresi, 81)
                     Peygamberimiz (sav) Tebük Seferi'ne çıkmak üzereyken münafıklar savaşa ka-

                 tılmak istemedikleri için Resulullah (sav)'e muhalefet etmişlerdir. Bu davranışlarını
                 makul ve meşru gösterebilmek için de, çeşitli konuşmalar yapmışlardır. Ardından
                 da, "Bu sıcakta (savaşa) çıkmayın" diyerek, başkalarını da kendileri gibi savaştan

                 geri kalmaya çağırmışlardır. Böylece, 'başkalarını da geride kalmaya ikna ederek,
                 kendilerinin de bu tercihlerinde sözde ne kadar haklı olduklarını' ispatlamaya ça-
                 lışmışlardır. Bunun üzerine, rivayetlerde bildirildiğine göre 80 kadar münafık ka-

                 rakterli kişinin Peygamberimiz (sav) ile sefere çıkmayıp geride geri kalmasına
                 izin verilmiştir.

                     Allah Kuran'da, samimi iman eden Müslümanların asla Peygamber (sav)'e des-
                 tek olmaktan kaçınmayacaklarını bildirmiştir. Geçerli hiçbir mazeretleri olmaksızın
                 Peygamberimiz (sav)'den izin isteyenlerin ise, ancak 'Allah ve ahiret inancı olmayan,

                 kalpleri şüpheye kapılmış kimseler olduklarını' haber vermiştir:
                     Allah'a ve ahiret gününe iman edenler, mallarıyla ve canlarıyla cehd (mücadele)

                     etmekten (kaçınmak için) senden izin istemezler. Allah takva sahiplerini bilendir.
                     Senden, yalnızca Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, kalpleri kuşkuya kapılıp,
                     kuşkularında kararsızlığa düşenler izin ister. (Tevbe Suresi, 44-45)

                     Bunun yanı sıra, Peygamberimiz (sav)'in yanındaki münafıkların "Bu sıcakta
                 savaşa çıkmayın" derken, tek amaçladıkları 'haklı çıkmak ve kendilerine taraftar

                 bulmak' değildir. Münafıklar bu sözleriyle aynı anda birçok konuda fitne oluşturup,
                 birçok konuda şeytani hedefe ulaşmayı düşünmüşlerdir.
                     Münafıklar 'canları tatlı olduğu'; 'mallarına ve canlarına bir zarar gelmesinden

                 çekindikleri ve İslam'a hiçbir şekilde destek vermek istemedikleri' için Peygam-
                 berimiz (sav) ile birlikte hareket etmek istememişlerdir. Ama bu konuşmayı yaparken

                 ki asıl hedefleri, içlerinde büyük bir kin, öfke ve kıskançlık duydukları Peygambe-
                 rimiz (sav)'dir. "Bu sıcakta (savaşa) çıkmayın" sözleriyle asıl amaçları, (Peygambe-
                 rimiz (sav)'i tenzih ederiz) Peygamberimiz (sav)'i sözde 'haksız, adaletsiz, mantıklı

                 düşünmeyen, olayları doğru değerlendiremeyen ve Müslümanların menfaatlerini
                 korumayan' biri gibi gösterebilmektir. Böylece Müslümanları tedirgin edebilecek-
                 lerini ve güya Peygamberimiz (sav)'e karşı bir 'güven sarsıntısı' meydana getirebi-





                                                                                                             183
   180   181   182   183   184   185   186   187   188   189   190