Page 190 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 190

M ÜNAFI ĞIN D ERİN K ARANLI ĞI






                     konumda değillerdir. Çünkü savaşa gitmedikleri takdirde zaten evleri, aileleri, ço-
                     cukları, eşleri tehdit altında olacak, büyük ihtimalle eziyet göreceklerdir. Bu seferin
                     amacı, Müslümanları bu tehlikelerden koruyup güvenliğe çıkarabilmektir. Dola-

                     yısıyla sıcak, bu hayati tehditlerin yanında Müslümanlar için göze alamayacakları
                     bir zorluk değildir. Dahası önceki bölümde de anlatıldığı gibi, oradaki halk zaten

                     tüm hayatlarını bu sıcak hava şartları altında geçirmektedirler. Ticaret için sefere
                     çıktıklarında da aynı şartları göğüslemektedirler. Bunun yanı sıra, savaşa da zaten
                     şehit edilebileceklerini, yaralanabileceklerini göze alarak gitmektedirler. Dolasıyla

                     sıcak, onlar için tüm bunların yanında çok hafif bir zorluktur. Ve elbette ki münafık
                     da tüm bu gerçekleri bilmektedir. Ama alçakça bir ruhla kendisini çok halis niyetli

                     ve Müslümanların iyiliğini düşünen biri gibi gösterme maksadıyla, alttan alta bir 'bi-
                     linçaltı kurgulama' yapmaktadır.
                          Ayrıca Müslümanlar son derece güzel ahlaklı ve halim insanlardır. Allah'ın

                     rızasını kazanmaları söz konusu olduğunda, asla öncelikli olarak kendi çıkarlarını
                     gözetmeyi düşünmezler. Eğer Allah'ın rızası öyle gerektiriyorsa, seve seve ve büyük
                     bir şevkle Peygamberimiz (sav)'i izler ve savaşa çıkarlar. Günümüzde de aynı şekilde

                     sıcak bir havada İslam'ı tebliğ ya da Müslümanlara destek için bir konuda hizmet et-
                     meleri gerekse, Müslümanlar yine bunu sevinçle yaparlar. Asla "Hava sıcak, ben size
                     yardım edemem" demezler. Ama münafık günümüzde de olsa, yine aynı mazereti

                     öne sürer. Çünkü münafığın canı çok tatlıdır. Ve hep kendi menfaatini ön plana
                     alır. Müslümanların huzuru, güvenliği ve menfaatleri münafık için önemli değildir.

                     Mutlaka önce kendi çıkarlarını düşünür ve bunun için her türlü sahtekarlığı yapar.
                          Bunun yanı sıra münafıklar bu üsluplarıyla sadece Peygamber (sav)'i hedef al-
                     mıyorlardı. Asıl istedikleri insanları -haşa- Allah hakkında çeşitli zanlara kaptırabil-

                     mek, şüpheye düşürebilmek ve böylece iman etmelerini engelleyebilmekti. Allah mü-
                     nafıkların tarih boyunca gösterdikleri bu çirkin çabayı Kuran ayetlerinde şöyle haber

                     vermiştir:
                          İnsanlardan kimi, Allah hakkında bilgisi olmaksızın tartışır durur ve her azgın-
                          kaypak şeytanın peşine düşer. (Hac Suresi, 3)

                          İnsanlardan kimi, hiçbir bilgisi, yol göstericisi ve aydınlatıcı kitabı olmaksızın

                          Allah hakkında tartışır-durur. Allah'ın yolundan saptırmak amacıyla 'gururla sa-
                          lınıp-kasılarak' (bunu yapar); dünyada onun için aşağılanma vardır, kıyamet günü
                          de yakıcı azabı ona tattıracağız. (Hac Suresi, 8-9)

                          Allah hakkında yalan uydurup iftira edenlerden veya kendisine hak geldiği zaman
                          onu yalan sayandan daha zalim kimdir? İnkar edenlere cehennem içinde bir ko-
                          naklama yeri mi yok? (Ankebut Suresi, 68)





           188
   185   186   187   188   189   190   191   192   193   194   195