Page 191 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 191
ad nan o k t ar (haru n y ahy a)
O'na icabet olunduktan sonra, Allah hakkında (sözde) 'deliller öne sürüp tartı-
şanların' delilleri, Rableri Katında geçersizdir. Onların üzerinde bir gazap vardır
ve şiddetli azap onlaradır. (Şura Suresi, 16)
Tüm bu ayetler, münafıkların tarih boyunca aynı bilinçaltı kurgulama yön-
temlerini kullandıklarını ve Allah hakkında çeşitli zanlarda bulunarak insanları
dinsizliğe çağırdıklarını göstermektedir. Oysaki oynadıkları sinsi oyun ve kullan-
dıkları 'bilinçaltı kurgulama yöntemleri', Allah'ı hakkıyla tanıyıp bilen Müslü-
manları hiçbir şekilde etkileyemeyecek ahmakça mantıklara dayalıdır. Müslü-
manlar Allah'ın sonsuz akıl, merhamet ve adalet sahibi olduğunu çok iyi bilirler.
Allah'a olan sevgileri ve güvenleri sonsuzdur. "Biz ise, kıyamet gününe ait duyarlı
teraziler koyarız da artık, hiçbir nefis hiçbir şeyle haksızlığa uğramaz. Bir hardal
tanesi bile olsa ona (teraziye) getiririz. Hesap görücüler olarak Biz yeteriz."
(Enbiya Suresi, 47) ayetiyle haber verildiği gibi, dünyadaki tüm insanlar, Allah'ın
sonsuz adaletiyle karşılık bulacaktır. Dolayısıyla zayıf akıllı münafıkların, -Allah'ı
tenzih ederiz- Allah'ın 'insanlara haksızlık yaptığı, hata yaptığı, düşünemediği'
gibi alçakça konuşmaları, Allah'a karşı gösterdikleri çok çirkin bir cesaret ve çok
büyük bir iftiradır. Bir ayette "... Benim Rabbim şaşırmaz ve unutmaz." (Taha Su-
resi, 52) sözleriyle anlatıldığı gibi, Allah her türlü eksiklikten, acizlikten, hatadan
ve kusurdan münezzeh ve Yücedir. O münafığı da, onun ahmak yol göstericisi olan
şeytanı da, küfürdeki dostlarını da yaratan Allah'tır. Onlara bu sözleri söyleyecek
zekayı veren ve an an onların her yaptıklarını ve her söyledikleri sözü yaratan yal-
nızca Allah'tır. Ve "... Hiç şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır." (Haşr
Suresi, 18) ayetiyle haber verildiği gibi, Allah münafıkların oynadıkları her türlü
sinsi oyundan an an haberdardır.
Oynadığı alçakça oyunlar ne dünyada ne de ahirette münafıklara birşey ka-
zandırmayacaktır. Dünyada hep horlanmış ve aşağılanmış olarak yaşayacak, ahirette
ise bu şeytani ahlaklarından dolayı, sonsuz bir azap ile karşılık bulacaklardır.
MÜNAFIK MÜSLÜMANLARIN KONUŞMALARINI 'D L EĞ P BÜKEREK'
VE 'KEL MELER N ANLAMINI ÇARPITARAK' DEĞ ŞT RMEYE ÇALIŞIR
'Kuran ayetlerini, Peygamberlerin, elçilerin ve Müslümanların konuşmalarını
şeytani bir üslupla değiştirip, onların sözlerindeki anlamı çarpıtmaya çalışmaları',
münafıkların önemli bir özelliğidir. Allah, bir Kuran ayetinde "… dillerini Kitap'a
doğru eğip bükerler, siz onu (bu okur göründüklerini) Kitap'tan sanasınız diye..."
(Al-i İmran Suresi, 78) ifadesiyle, münafıkların bu ahlaksızlığına dikkat çekmiş ve
bu sinsi oyunlarına karşı dikkatli olmaları için Müslümanları uyarmıştır.
189