Page 196 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 196

M ÜNAFI ĞIN D ERİN K ARANLI ĞI






                           Münafığın belirgin diğer bir özelliği ise 'hafızasının çok güçlü olması'dır.
                       Ama hafızasında güzellikleri, iyilikleri, kendisine yapılan fedakarlıkları değil,
                       sürekli hayali kötülükleri, çirkinlikleri, hayal ürünü gaddarlıkları arşivler. Nef-

                       siyle çatışan herhangi bir olayla karşılaştığında, hemen beynindeki bu kirli arşivden
                       iftira atabilmek için kullanabileceği detayları seçer. Ve sonra da şizofren zihninde

                       oluşturduğu hayal ürünü malzemeleri ortaya dökerek iftira atar. Hatta 'yalanlarını
                       tarih de vererek kendince delillendirmeye ve gerçek gibi göstermeye çalışır'.
                       Örneğin "Sen bana şu tarihte şu mekanda konuşurken şöyle söylemiştin" der.

                       Müslüman 'öyle bir konuşma olmadığını' iddia etse de, arsızca ve hayasızca Müs-
                       lümanların hafızasıyla kendince dalga geçer, yalanında diretir. Ve bu şekilde de

                       Peygambere ya da diğer Müslümanlara konuşmada üstün geldiğine ve onları sin-
                       dirdiğine inanır. (Peygamberleri ve Müslümanları tenzih ederiz.)
                           Allah Kuran'ın pek çok ayetinde münafıkların bu 'iftiracı, yalan yere yemin

                       eden, yaygaracı, kuşkucu, korku dolu, paranoyak karakterini' deşifre etmiştir. Bu
                       ayetler Müslümanların ilk başta kendilerini eğitmeleri ve münafık ahlakına benzer
                       bir tavır içine girmekten sakınmaları, sonra da münafıkların pisliklerini teşhis edip

                       onların şerrinden korunmaları için büyük nimettir.



                           MÜNAFIK, MÜSLÜMANLARIN KALPLER NE

                           ŞÜPHE VE KORKU DÜŞÜRMEK  Ç N UĞRAŞIR

                           Münafığın en belirgin özelliğinden biri, 'Müslümanların kalbine şüphe ve ves-
                       vese vermeye çalışması'dır. Hiç akıllarında olmayan birşeyi akıllarına düşürmek

                       ve onları hiçbir dayanağı olmayan boş kuruntulara kaptırmak ister. Kısa bir ko-
                       nuşma içerisinde bile, karşısındaki kişiye mutlaka olumsuz telkinlerde bulunur ve
                       onu şeytanın bu tuzağına düşürebilmek için uğraşır. Amacı Müslümanların neşe-

                       sini, huzurunu kaçırmak, sağlıklarını bozmak, manevi olarak onlara zarar ve-
                       rebilmektir. Allah münafıkların bu şeytani ve sinsi yönünü Kuran'da şöyle belirt-
                       miştir:

                           Sinsice, kalplere vesvese ve şüphe düşürüp duran vesvesecinin şerrinden. Ki o,
                           insanların göğüslerine vesvese verir (içlerine kuşku, kuruntu fısıldar). (Nas Suresi,
                           4-5)

                           Allah bu ayet ile, münafığın bu eylemleri 'sinsice' yaptığına dikkat çekmiştir.

                       Gerçekten de münafık, bir Müslümanın kalbine şüphe düşürmek için sinsi bir çaba
                       gösterir ve önce bu yönde ince bir plan yapar. Başkalarına hissettirmeden gizlice
                       ona yaklaşır ve son derece normal bir konuşma yapıyormuş izlenimi vererek, cüm-






           194
   191   192   193   194   195   196   197   198   199   200   201