Page 200 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 200
M ÜNAFI ĞIN D ERİN K ARANLI ĞI
detaylı olarak bildiğini' dile getirir. Televizyonda yabancı bir şehrin görüntüsünü
seyrederken, 'kendisinin o ülkedeyken neler yaptığını' anlatmaya başlar. Bunlar
gibi konusu açılan hemen her konuda, 'kimsenin gitmediği yerlere gidip, kimsenin
yemediği yemekleri yediğini, kimsenin yaşamadığı kadar lüks bir hayat yaşayıp,
kimsenin tanışamadığı insanlarla dostluğu olduğunu' vurgular. Bunlardan bah-
sederken mümkün olduğunca 'süslü, yabancı ve entel kelimeleri', 'yabancı dildeki
aksanlarıyla' kullanmaya dikkat eder.
Ancak tüm bunları anlatırken münafığın dikkat çeken çok önemli bir yönü
daha vardır: Münafık 'yüzünde hiçbir kızarma olmadan, hiç utanıp sıkılmadan
çok rahat yalan söyleyebilir ve çok akıcı hikayeler yazabilir'. Çoğunlukla anlattığı
hikayelerin hiçbir gerçekliği yoktur. Bazen de alakasız bir konuyu, tam zıttı bambaşka
bir şeyle değiştirerek anlatır. Örneğin 'tüm dünyayı gezdiğini; Amerika'da, İngil-
tere'de, Fransa'da çok lüks bir hayat yaşadığını, hangi lokantada hangi yemekleri
yediğini, nerelerde gezdiğini' anlatıp hava atmaya çalışır. Oysa aslında, gittiği her
yerde aşağılanmış, günlerini en zor şartlarda kendine para, yiyecek ve kalacak yer
bulmaya çalışarak geçirmiştir. Ama işte şeytani yeteneği sayesinde, tüm bunları
hayali detaylar ve ahmakça yalanlarla değiştirerek, sanki hava atıp gösteriş yapabi-
leceği sükseli olaylarmış gibi anlatır.
Münafığın bu sükse ve gösteriş merakı, oldukça keskin bir akla sahip olan
Müslümanların elbette ki dikkatini çeker. Müslüman olmasıyla, Allah korkusuyla,
güzel ahlakıyla, imanıyla değil de, küfrün önem verdiği ama aslında üstünlük açı-
sından hiçbir önemi olmayan detaylarla sükse kazanmaya çalışması, münafığın
küfre olan yatkınlığını ve hayranlığını açıkça ortaya koyar. Bunun sonucunda da
Müslümanlar, aralarında yaşayan ama küfrü unutamamış bu insanlardaki ahlak ve
tavır bozukluklarını görmüş olurlar.
MÜNAFIK KÜFRÜN HER ŞEY NE ÇOK ÖZEN R
Münafık Müslümanlarla birlikte yaşamasına rağmen, içten içe küfre karşı derin
bir hayranlık duyar. Bu yüzden de onların hayatında var olan her şeye karşı içinde
büyük bir özlem vardır. Küfür arasında 'her ne moda olursa, ne tür bir akım
çıkarsa', münafık da hemen bunlara özenir. Onlar nerelere gidiyor, nerelerde ge-
ziyorsa, evlerini nasıl dekore ediyor, kimlerle görüşüyor, hangi yabancı şahıslarla
bağlantı kuruyor, hangi kitapları alıyor, hangi televizyon programları, hangi ya-
bancı dizileri izliyorlarsa, hangi şarkıları dinliyor, hangi züppe üslubu kullanıyor,
ne tür kıyafetler giyiyorlar, hangi yemekleri yiyorlarsa, hangi gazeteleri okuyor,
198