Page 261 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 261
ad nan o k t ar (haru n y ahy a)
İşte bu noktada Müslümanlar münafık zihniyetli insanların sözlerine asla uy-
mazlar. Allah'ın ayette bildirdiği, "münafıklara itaat etme" şeklindeki emriyle dü-
şünerek, münafığın mutlaka bir şeytanlık peşinde olduğunu bilir ve dikkatli davra-
nırlar. O birşey diyorsa, mutlaka bir hainlik yaptığının ve inananları mutlaka tam
tersi bir yöne yönlendirmeye çalıştığının bilincinde olarak, anlattıklarını her zaman
şüpheyle dinlerler. Nitekim araştırdıklarında da, 'münafığın verdiği bilgilerin, hep
küfrün lehine, Müslümanların ise aleyhine olacak bir tuzaktan ibaret olduğunu'
görürler.
"Şeytanın feneri ulaşacağın yerdeki karanlığı aydınlatır" (Mason Dergisi, s.
29, sf. 23) sözü de, şeytanın ilhamıyla hareket eden münafıkların tuzaklarını çok
açık bir şekilde tanımlamaktadır. Doğru olan, o fener ne tarafı aydınlatıyorsa oraya
gitmemek; fenerin aydınlatmadığı tarafa yönelmektir. Münafığın tuzaklarını bozacak
olan yöntem budur.
"ADNAN OKTAR:"Mesela sen İngiliz Derin
Devleti dedin değil mi? "Münafık Mısır Derin
Devleti; asıl tehlike İslam aleminde" diyor.
"Onu da mı acaba beraber değerlendirsek?"
diyor. Mesela bu çok münafıkane bir oyundur.
İngiliz Derin Devleti ve Mısır Derin Devleti de-
diğinde, o zaman zaten kuvvet bölünmüş olu-
yor. İşte ilmen asıl mücadele edilecek nokta-
dan dikkati dağıtır münafık. Münafık, 'siyah
diyorsa beyazdır, beyaz diyorsa siyahtır', mü-
nafığa karşı çok dikkatli olmak lazım. Çok
oyuncu ve alçaktır." (A9 TV, 6 Şubat 2016)
Münafık birşey diyorsa, Müslüman onun sözünün tam tersini yaptığında
demek ki şeytanın da münafığın da çok canı yanacaktır. Fikir sistemleri çökecek,
oyunları bozulacaktır. Münafık Müslümanın ne kadar akıllı olduğunu göremediği
için, kurduğu tuzaklarla Müslümanlara münafığın fikir sistemini çökertecek ipuç-
larını da verdiğini fark edemez. Müslüman, münafığın kendisini yönlendirmek
istediklerinin tam tersini yaptığında, münafığın en istemediği, dolayısıyla da
şeytani sistemine en etkili fikri darbeyi vurur. Ve böylece, münafık kendi oynadığı
oyun ile, Müslümanların başarısına bizzat kendisi vesile olmuş olur.
259