Page 256 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 256

M ÜNAFI ĞIN D ERİN K ARANLI ĞI






                           Münafığın kendisine sunulan nimetler ve imkanlar karşısında güzellikler yerine
                       'sürekli eksiklikleri dile getirmesi, kusur bulmaya çalışması ve sürekli Müslü-
                       manları suçlama eğilimi' münafığın samimiyetsizliğini ve nankörlüğünü açıkça

                       ortaya koyar.
                           Ancak elbette ki münafığın bu nankörlüğü asıl olarak Allah'a karşıdır. Allah'ın

                       kendisine nasip ettiği güzelliğini, sağlığını, gençliğini, kuvvetini de kendi yeteneği
                       sayesinde elde ettiğine inanır. Çok düzenli spor yaptığı için genç, güzel veya yakı-
                       şıklı kaldığını düşünür. İçtiği vitamin haplarının sağlıklı olmasını sağladığını

                       zanneder. Çok fazla kitap okuyup, çok yoğun olarak beyin jimnastiği yaptığı için
                       hafızasının güçlü olduğuna inanır. Dolayısıyla bu nimetler için Allah'a gönülden

                       şükretme ihtiyacı duymaz. Allah'ın bu nimetleri her an elinden alabileceğine de ih-
                       timal vermez. Bu da münafığın gitgide daha da şımarıp azgınlaşmasına ve kendini
                       daha da ulaşılmaz bir büyüklükte görmesine neden olur. Allah Kuran'da münafık-

                       ların bu nankör ahlaklarına dikkat çekmiş ve -Allah'ın dilemesi dışında- asla bağış-
                       lanmayacaklarını bildirmiştir:

                           Sen, onlar için ister bağışlanma dile, istersen dileme. Onlar için yetmiş kere ba-
                           ğışlanma dilesen de, Allah onları kesinlikle bağışlamaz. Bu, gerçekten onların
                           Allah'a ve elçisine (karşı) nankörlük etmeleri dolayısıyladır. Allah fasıklar toplu-
                           luğuna hidayet vermez. (Tevbe Suresi, 80)

                           Münafıkların nankörlükleriyle ilgili gün içinde onlarca örnek olur. Ama buna
                       rağmen Müslümanlar güzel ahlaklarından asla taviz vermezler. Küfri ya da çocuksu

                       bir intikam alma ruhu içerisinde asla hareket etmezler. Kaderi izlediklerini bilir,
                       sabırlı ve şefkatli olurlar.
                           Zaten bir kişinin kaderinde ahlakının düzelmesi, canının Müslüman olarak

                       alınması yazılıysa, Müslümanların yaptığı her fedakarlık o kişinin hidayet bulması
                       için bir vesile hükmünde olur. Ve bu güzel ibadetin sevabı da çok olur. Bu da bir

                       Müslüman için çok büyük bir güzelliktir. Ancak elbette ki, bir kişinin hayatı 'mü-
                       nafık' olarak son bulursa, o zaman da Müslümanların onun için yaptıkları bütün
                       iyilikler, fedakarlıklar onun ahiretteki sorumluluğunu artıracak ve ahirette karşıla-

                       şacağı azabın artmasına vesile olacaktır.



                           MÜNAFIK, HER  MKANI KÜFÜRLE BAĞLANTIYA GEÇ P

                           MÜSLÜMANLAR ALEYH NDE FAAL YET YAPMAK  Ç N KULLANIR

                           Münafık, Müslümanların kendisine tanıdığı imkanları, onlar vesilesiyle elde
                       ettiği nimetleri, 'küfürle bağlantıya geçmek, onlarla olan ilişkilerini güçlendirmek






           254
   251   252   253   254   255   256   257   258   259   260   261