Page 251 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 251
ad nan o k t ar (haru n y ahy a)
Bunların her biri zaten münafığın gün içinde kullandığı ve mutlaka fitne kargaşa
çıkarmak, huysuzluk yapmak için dile getireceği şeylerdir. Ancak bunun yanında
münafık kendisine 'nimet olarak sunulan şeyleri de çirkeflik yapmak, Müslüman-
ları rahatsız etmek için kullanır'. Örneğin bir Müslüman onun en sevdiği yemeği
onun için özel olarak ve onun en sevdiği şekilde pişirip ona ikram eder. Münafık
herkes gibi 'nezaketle teşekkür etmek, karşı tarafın fedakarlığını, ince düşüncesini,
güzel ahlakını takdir etmek yerine', tek bir güzel söz dahi söylemeden yüzüyle
hoşnutsuzluğunu ifade eder. Yarım ağızla, memnuniyetsizliğini, hoşnutsuzluğunu
hissettirip, yemekte ne tür kusurlar ve hatalar olduğunu anlatmaya başlar. Negatif
bir ses tonuyla, "Bu et çok sert", "tuzu çok fazla", "az pişirmişsiniz", "ekmeği çok
kızartmışsınız", "salatayı küçük doğramışsınız" gibi nezaketsiz konuşmalar yapar.
Oysa ortada eksiklik de kusur da yoktur. Yemek son derece mükemmeldir. Ama
münafık kendi kötü ahlakı nedeniyle bu tavrı gösterir. Müslümanlara teşekkür
eden, gönül alan, güzel söz söyleyen bir insan konumunda olmayı asla istemez.
Başka bir gün, bir Müslüman kendisine çok beğendiği bir elbiseyi hediye olarak
alıp getirdiğinde, yüzünü ekşiterek, hoşnutsuz bir ifadeyle o elbiseyi bakışlarıyla
sessizce bir süzer. Ardından da, "Başka rengi yok muydu?", "Boyu çok uzunmuş",
"Bedeni de büyük", "Dikişlerini de çok özensiz yapmışlar", "Bu kumaşın cinsi
yumuşak değil" gibi, nezaketsiz ve beğenmediğini ifade eden yorumlar yapmaya
başlar. Oysaki elbise zaten bizzat onun seçip istediği bir elbisedir. Ve söylediği ba-
haneler de gerçek dışıdır. Her bir detay, tam ona olacak şekilde düşünülmüştür.
Ama münafık içindeki şeytanlık nedeniyle, teşekkür etmek yerine kendisine ya-
pılan bu jesti ahlaksızlık yapmak için kullanır. Oysaki, ona o hediyeyi getiren
insan, o mağazaya gidebilmek için belirli bir yol kat etmiş, emek vermiş, vaktini
harcamış ve yorulmuştur.
Bir Müslüman, hiç beğenmediği, asla giyemeyeceği, en zevksiz, en kalitesiz
bir eşya ile bile karşılaşsa, bu, kendisine ince düşünce dolayısıyla, emek verilerek
alınıp, hediye olarak getirildiği için, güzel ahlakı gereği, karşısındaki kişiye en
güzel sözlerle teşekkür edip, onun gönlünü alır. Hoşnutluğunu, sevincini, takdirini
en güzel şekilde ifade eder. Münafık da böyle ince ve nezaketli bir ahlak göstermeyi
bilecek kadar bilgi ve anlayışa sahiptir elbette. Ama amacı zaten pislik yapmak
olduğu için, böyle davranmaz ve eline geçen bu fırsatı da yine ahlaksızlık için
kullanır.
Münafığın bu ahlaksız tavırları, gün içinde hemen her konuda böyle sürüp
gider. Onun iyiliği için, sırf o mutlu olsun, hoşuna gitsin diye yapılan inceliklerin
her biri, münafığın ahlaksızlık için kullanabileceği yeni fırsatlardır. Ancak münafık
249