Page 264 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 264

M ÜNAFI ĞIN D ERİN K ARANLI ĞI






                           Peygamberimiz (sav) dönemindeki münafıklar da, tarih boyunca gelmiş geçmiş
                       tüm münafıklarda olduğu gibi, bu 'bilgi akışından' müthiş rahatsız oluyorlardı.
                       Kuran'da bu münafıkların (Peygamberimiz (sav)'i tenzih ederiz) Peygamberimiz

                       (sav) için "O (her sözü dinleyen) bir kulaktır" diyerek, haince çirkin bir üslup kul-
                       landıkları haber verilmiştir:

                           İçlerinden Peygamberi incitenler ve: "O (her sözü dinleyen) bir kulaktır" diyenler
                           vardır. De ki: "O sizin için bir hayır kulağıdır. Allah'a iman eder, müminlere ina-
                           nıp-güvenir ve sizden iman edenler için bir rahmettir. Allah'ın elçisine eziyet
                           edenler... Onlar için acı bir azap vardır." (Tevbe Suresi, 61)

                           Münafıklar, iman edenlerin Resulullah (sav)'e, şahit oldukları olaylar ya da ko-

                       nuşmalar hakkında bilgi aktarmalarından müthiş rahatsızlık duymuşlardır. Ancak
                       Allah ayetin devamında, Peygamberimiz (sav)'in iman edenler için 'bir hayır kulağı'
                       olduğunu ve bunun da 'Müslümanlar için bir rahmet olduğunu' bildirmiştir. Üstelik

                       Peygamberimiz (sav) aynı zamanda devlet lideri konumunda olduğundan, halkın
                       güvenliği, iyiliği, Müslümanların güçlü ve kuvvetli olması için her bilginin kendisinde

                       toplanması hem doğal hem gerekli bir durumdur. Nasıl bugün tüm devletlerin is-
                       tihbarat birimleri varsa ve bu gerekliyse, Peygamberimiz (sav) döneminde de istih-
                       baratın olması son derece önemlidir. Resulullah (sav) de mükemmel bilgi akışıyla

                       Müslümanları en iyi şekilde koruyup kollayan, alemlere rahmet olarak gönderilmiş
                       çok hayırlı bir insandır.
                           Bir başka ayette ise Allah, iman edenlerin Peygamberimiz (sav)'e mühim olaylar

                       hakkında bilgi iletmelerinin önemine dikkat çekmiştir. Allah, Peygamberlerin, el-
                       çilerin ve Müslümanların başında bulunan emir sahiplerinin bu bilgilerden 'en ha-
                       yırlı sonuçları' çıkarabileceklerini hatırlatmıştır:

                           Kendilerine güven veya korku haberi geldiğinde, onu yaygınlaştırırlar. Oysa bunu
                           Peygambere ve kendilerinden olan emir sahiplerine götürmüş olsalardı, onlardan

                           'sonuç-çıkarabilenler', onu bilirlerdi. Allah'ın üzerinizdeki fazlı ve rahmeti ol-
                           masaydı, azınız hariç herhalde şeytana uymuştunuz. (Nisa Suresi, 83)

                           Bu ayetler bize, Müslümanların kendi aralarında 'önemli olabilecek bir olay,
                       konuşma ya da bilgiye şahit oldukları zaman, bunu Peygamberimiz (sav)'e ya da
                       aralarındaki emir sahiplerine götürmeleri gerektiğini' göstermektedir. Bu kişiler

                       kendilerine gelen bu istihbarat, bilgi ve haberleri en iyi şekilde değerlendirebilecek
                       ve bunlardan en iyi sonucu çıkarabilecek akıl, tecrübe, hikmet ve anlayışa sahip
                       olan kişilerdir.

                           Ancak, Müslümanlar arasında böyle bir bilgi akışı olması ve bu bilgileri özel-
                       likle de bunları yorumlayabilecek akla sahip olan kişi ya da kişilere ulaştırmaları,





           262
   259   260   261   262   263   264   265   266   267   268   269