Page 268 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 268

M ÜNAFI ĞIN D ERİN K ARANLI ĞI






                       duğu ortaya çıkarsa, tüm bu imajı zedelenecek, itibarını kaybedecektir. Bunun so-
                       nucunda da çıkar ve menfaat kapıları ona kapanacaktır. İşte böyle bir durumla kar-

                       şılaşmaktansa, münafık acı çekmeyi tercih etmektedir.
                           Allah'ın sonsuz gücüne inanmayan münafık, gizli saklı fısıldaşıp sinsice muh-

                       birlik yaparken ya da Müslümanlar aleyhinde tuzak kurarken, Allah'ın, yaptığı her
                       şeyi gördüğünden gafildir. Eğer insanların duymayacağı ya da görmeyeceği bir

                       yerde, tedbirini alarak bir tuzak kuruyorsa, bunu kimsenin bilmediğini düşünür.

                       Tuzağı kuran o iki kişiden üçüncüsünün Allah olduğuna inanmaz. O yüzden de
                       çekindiği şey, 'alçak ve sahtekar olduğunu' Allah'ın bilmesi değil, insanların duy-

                       masıdır. Ancak Allah, münafıkların kendi aralarında gizlice fısıldaştıkları sırlarını
                       bildiğini bir ayette şöyle haber vermiştir:

                           Yoksa onlar; gerçekten bizim, sır tuttuklarını ve aralarındaki fısıldaşmalarını
                           işitmediğimizi mi sanıyorlar? Hayır, (işitiyoruz) ve onların yanlarındaki elçilerimiz
                           de (her şeyi) yazıyorlar. (Zuhruf Suresi, 80)

                           Münafıklar zekice oyunlarla Müslümanlarla uğraşıp onlara zarar verdiklerini

                       ve bundan hiç kimsenin haberi olmadığını zannederlerken, Allah onların tüm yap-
                       tıklarını görmektedir. Ve Allah tüm bunları 'açığa çıkaracağını' haber vermiştir.
                       Münafık neyi gizlemek istiyor, neyin öğrenilmesinden korkuyorsa, Allah onların

                       bu 'kaçındıkları şeyleri' bir bir ortaya çıkaracaktır. Kaçtıkları her ne varsa tüm
                       bunlar onlara yürek acısı olacaktır.



                           MÜNAFIK SUÇÜSTÜ YAKALANMAMAYA D KKAT EDER;

                           SER  YALANLARLA SUÇLARINI ÖRTEREK KEND N

                           MASUM GÖSTERMEYE ÇALIŞIR

                           Münafığı ele veren en önemli alametlerinden biri 'yalan söyleme konusundaki

                       şeytani mahareti'dir. Münafık sinsi bir zekaya sahip olduğu için, sadece ağzına
                       geldiği gibi yalan söylemez. Bir konuda yalan söyleyeceği zaman, o yalanın bütün
                       altyapısını kapsamlı şekilde beyninde hazırlar. Özellikle de sahtekarlıklarının yaka-

                       lanması ihtimaline karşı öne süreceği teviller zihninde hep mevcuttur. O yüzden
                       münafığı 'suçüstü yakalamak' çok zordur. Oyunları çok net teşhis edilip, deşifre
                       edilse dahi, arsızca bunları inkar eder. O an Müslümanlar, münafığın yaptığı bir ah-

                       laksızlığı çok net gözleriyle görseler bile, münafık buna hemen onlarca şeytani açık-
                       lama getirir. Bütün ahlaksızlıklarını yalanlarla kamufle etmeye çalışır. Hazırcevap,
                       dilbaz ve tartışmacı olduğu için, bir yalandan hemen başka bir yalana anında geçebilir.

                       Yalanları yakalandığında öne sürdüğü mantık ise, hep 'kendisinin her zaman iyi ni-



           266
   263   264   265   266   267   268   269   270   271   272   273