Page 129 - Risale-i Nur - Muhakemat
P. 129

ÜÇÜNCÜ MAKALE                                                                                          131


            kaldırabilmekten tereddüd etmek, sırf safsata etmektir. Elhasıl: Nasıl
            Kur'an'ın  bazısı,  bazısına  Müfessirdir;  kezalik  Kâinat  Kitabı  dahi,
            bazı sutûru arkalarındaki San'at ve Hikmeti tefsir eder.

                   İ ş a r e t : Eğer desen: Bazı mutasavvıfın kelâmından ittisal
            ve ittihad ve hulûl zahir oluyor. Ve ondan tevehhüm edilir ki: Bazı
            maddiyyunun mesleği olan vahdet-ül vücuda bir münasebet gösterir.

                   Elcevab: Müteşabih hükmünde olan muhakkikîn-i sofiyenin
            şatahatını  ki:  Vücud-u  Akdes'e  hasr-ı  nazar  ve  istiğrak  ve
            mümkinattan tecerrüd cihetiyle matmah-ı nazar ettikleri delil içinde
            neticeyi  görmek,  yani  Âlemden  Sânii  müşahede  etmek  tarîkıyla
            takib  ettikleri  meslek  olan  cedavil-i  ekvanda  Cereyan-ı  Tecelliyatı
            ve  Melekûtiyet-i  Eşyada  Sereyan-ı  Füyuzatı  ve  meraya-yı

            mevcudata  Tecelli-i  Esma  ve  Sıfatı  ise;  dîk-ul  elfaz  sebebiyle
            uluhiyet-i  sâriye  ve  hayat-ı  sâriye  tabir  ettikleri  Hakaikı  başkalar
            anlamadılar... Sû'-i tefehhüm ile kendi istidad-ı şûrelerinden zuhur
            eden evham-ı vâhiyeye, Muhakkikînin kelimat ve şatahatını  tatbik
            ettiler.  Yuha  onların  akıllarına!..  Süreyya  derecesinde  olan
            Muhakkikînin  Efkâr-ı  Mücerredeleri,  sera  derekesinde  olan
            mukallidîn-i maddiyyunun efkâr-ı sefilesinden binler derece uzaktır.
            Evet  şu  iki  fikrin  tatbikine  çalışmak,  şu  zaman-ı  terakkide  akl-ı
            beşerin  dûçar-ı  sekte  olduğunu  ve  varta-i  mevte  düştüğünü  izhar
            etmektir ki; insaniyet müteessifane nazar ederek ve istidad-ı tahkik
            ve terakki lisanıyla


                                                                        ِ
                                                            ِ
            ِ ِ
                     ِ
                                           ِ
                 َّ
             ةسماطلا ةمْلهظلا ن   م ع ِ ِ    طاسلا ءايضلا نيَا و اي ه ثَّلا نم ى َّ ثَّلا نيَا  للّا    َك   َّل     و
                                                                ٰ
              َ       َ     َ   ُ  َّ  ُ َ ّ   َ ْ َ َّ َ  َ        َ ْ     َ ٰ

            demeye mecbur oluyor.
   124   125   126   127   128   129   130   131   132   133   134