Page 127 - Risale-i Nur - Muhakemat
P. 127

ÜÇÜNCÜ MAKALE                                                                                          129


                   İ  ş  a  r  e  t  : Eğer desen: "Delil-i ihtiraî i'tâ-i vücuddur. İ'tâ-i
            vücud  ise;  i'dam-ı  mevcudun  refikidir.  Halbuki  adem-i  sırftan
            Vücudu  ve  Vücud-u  Mahzdan  adem-i  sırfı  Aklımız  tasavvur
            edemiyor."  Cevaben  derim:  Yahu!  Sizin  bu  istis'âbınız  ve  şu
            mes'elenin  tasavvurundaki  istiğrabınız,  bir  kıyas-ı  hâdi'in  netice-i
            vahîmesidir.  Zira  İcad  ve  İbda-i  İlahîyi,  Abdin  san'at  ve  kesbine
            kıyas  edersiniz.  Halbuki  Abdin  elinden  bir  zerreyi  İmate  veyahut
            İcad etmek gelmez. Belki yalnız umûr-u itibariye ve terkibiyede bir

            san'at ve kesbi vardır. Evet bu kıyas aldatıcıdır, insan kendini ondan
            kurtaramıyor.

                   Elhasıl:  İnsan  Kâinatta  mümkinatın  öyle  bir  kuvvet  ve
            kudretini  görmemiş  ki,  icad-ı  sırf  ve  i'dam-ı  mahz  etsin.  Halbuki
            hükm-ü  aklîsi  de  daima  üss-ül  esası,  müşahedattan  neş'et  eder.
            Demek  Âsâr-ı  İlahiyeye  mümkinat  tarafından  bakıyor.  Halbuki
            hayret-efza âsârıyla müsbet olan Kudret-i Sâni'in canibinden temaşa
            etmek gerektir. Demek İbadın ve Kâinatın umûr-u itibariyeden başka
            tesiri  olmayan  kuvvet  ve  kudretlerin  cinsinden  olan  bir  kudret-i
            mevhume içinde Sânii farz ederek o noktadan şu mes'eleye temaşa
            ediyor.  Halbuki  Vâcib-ül  Vücud'un  canibinden,  Kudret-i  Tâmmesi
            nokta-i nazarından bu mes'eleye temaşa etmek gerektir.

                   İ  ş  a  r  e  t  : Birinin âsârı muhakeme olunursa, onun hassasını
            nazara  almak  lâzımdır.  İşte  şu  mes'elede,  edilmemiştir.  Zira  bu

            mes'eleye,  acz-i  abdin  arkasında  kudret-i  mümkinatın  tarafında
            kıyas-ı  temsilînin  perdesi  altında  temaşa  ediyor.  Halbuki  Tekvin-i
            Âlemde bir kısmını maddesiz İbda' ve bir kısmı dahi maddeden İnşa
            ile şu kadar hayret-feza Âsâr-ı Mu'cize ile
   122   123   124   125   126   127   128   129   130   131   132