Page 122 - Risale-i Nur - Muhakemat
P. 122

124                                                                                                  MUHÂKEMAT



           o umûrun esas-ı fasidesini tebeî nazarıyla adem-i derkinden neş'et
           eder.  Evet  nefsini  ikna  etmek  suretinde  müteveccih  olursa,

           muhaliyet ve adem-i makuliyetine hükmedecektir. Faraza kabul etse
                ِ
           de " عناصلا     ِنع    ِلفاغت  " sebebiyle hasıl olan ızdırar ile kabul edebilir.
                           ُ َ َ
                        َ
                  َّ

                  T  e  n  b  i  h  :  Mükerrem  olan  insan,  İnsaniyetin  Cevheri
           itibariyle daima Hakkı satın almak istiyor ve daima Hakikatı arıyor
           ve daima maksadı Saadettir. Fakat bâtıl ve dalal ise, Hakkı arıyorken
           haberi olmadan eline düşer. Hakikatın madenini kazarken ihtiyarsız
           bâtıl onun başına düşer. Veyahut  Hakikatı bulmaktan muztar veya
           Tahsil-i Haktan haib oldukça, asıl fıtratı ve vicdanı ve fikri; muhal
           ve gayr-ı makul bildiği bir emri, nazar-ı sathî ve tebeî ile kabulüne
           mecbur oluyor.
                  İşte  bu  Hakikatı  pîş-i  nazara  al!.  Göreceksin  ki:  Bütün
           Nizam-ı  Âlemden  eser-i  gaflet  olarak  tevehhüm ettikleri  ezeliyet-i
           madde  ve  hareket  ve  şu  bütün  Akılları  hayrette  bırakan  nakş  ve
           san'at-ı bediada tahayyül ettikleri tesadüf-ü amyâ ve bütün Hikemin
           şehadatına rağmen esbab-ı camideden itikad ettikleri tesir-i hakikî ve
           nefislerine  mugalata  edip  vehmin  -istimrara  istinaden-  iğvasıyla

           tecessüm  ve  tahayyül  olunan  tabiat-ı  mevhumeyi  merci'  yapmakla
           teselli  ettikleri;  elbette  fıtratları  reddeder.  Fakat  yalnız  Hakka
           teveccüh ve Hakikata kasd ettikleri için şu evham-ı bâtıla davetsiz
           olarak  yolun  canibinden  taarruz  ettikleri  için,  elbette  hedef-i
           garazına nazarını dikmiş olan adam o evhama tebeî ve sathî bir nazar
           ile bakıyor. Onun için, müzahref olan içine nüfuz edemez... Fakat ne
           vakit rağbet ve kasd ve satın almak nazarıyla baksa; almaya değil,
           belki iltifat etmeye ve bakmaya tenezzül etmez!..
   117   118   119   120   121   122   123   124   125   126   127