Page 24 - Risale-i Nur - Muhakemat
P. 24

26                                                                                                    MUHÂKEMAT



           Buna şahid istersen lügatın teceddüd ve tegayyüratının ve iştirak ve
           teradüfün  Sırlarına  müracaat  et.  İyi  kulak  versen  işiteceksin  ki:
           Selefin  zevklerine  giden  çok  kelimatı  veya  hikâyatı  veya  hayalâtı
           veya  maâni,  ihtiyar  ve  zînetsiz  olduklarından  halefin  heves-i
           şebabanelerine  tevafuk  etmediklerinden  meyl-i  teceddüde  ve  fikr-i
           icada ve cür'et-i tağyire sebeb olmuşlardır. Bu kaide lügatta olduğu
           gibi,  hayalât  ve  maâni  ve  hikâyatta  dahi  cereyan  eder.  Öyle  ise

           herşeye  zahire  göre  hükmetmemek  gerektir.  Muhakkikin  şe'ni;
           gavvas  olmak,  zamanın  tesiratından  tecerrüd  etmek,  mazinin
           a'makına  girmek,  mantığın  terazisiyle  tartmak,  herşeyin  menbaını
           bulmaktır. Bu Hakikate beni muttali eden, bir vakit sabavetimde ay
           tutuldu.  Vâlidemden  sual  ettim.  Dedi  ki:  "Yılan  Ay'ı  yutmuş."
           Dedim: "Neden daha görünüyor?" dedi ki: "Âsumanın yılanı nim-
           şeffaftır."

                  İşte  bak:  Nasıl  teşbih  Hakikat  olup  hayluletiyle  Hakikat-ı
           Hali münhasif etmiştir. Zira mail-i kamer, mıntakat-ül büruc ile re's
           ve zenebde tekatu' ettiklerinden o iki daire-i mevhumeden iki kavisi,
           yılanın müradifi olan tinnîn ile ehl-i heyet bir teşbihe binaen tesmiye
           eylediler. Zâten ay re's veya zenebe ve güneş dahi ötekisine gelirse;
           arzın hayluletiyle inhisaf vuku bulur...

                  Ey  benim  şu  müşevveş  Sözlerimden  usanmayan  zât!..  Bu

           Mukaddimeye  dahi  dikkat  et.  Bir  hurdebîn  ile  bak.  Zira  bu  asıl
           üzerine  pek  çok  hurafat  ve  hilafat  tevellüd  ederler.  Mantığı  ve
           Belâgatı rehber etmek gerektir.
   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29