Page 40 - Risale-i Nur - Muhakemat
P. 40
42 MUHÂKEMAT
Kâinat-ı Muntazama gibi tanzim ve istidadıyla mütenasib tecziye ve
mükâfat veren, yalnız Dâr-ı Âhirettir. Zira onda Hak ve Adalet-i
Mahza tecelli edecektir. Evet bu dar dünya, beşerin cevherinde
mündemiç olan İstidadat-ı Gayr-ı Mahdude ve Ebed için mahluk
olan müyulat ve arzularının sünbüllenmesine müsaid değildir.
Beslemek ve terbiye için başka Âleme gönderilecektir. İnsanın
cevheri büyüktür, mahiyeti âliyedir, cinayeti dahi azîmdir. İntizamı
da mühimdir, sair Kâinata benzemez; intizamsız olamaz. Evet Ebede
namzed olan büyüktür; mühmel kalamaz, abes olamaz. Fena-i mut-
lak ile mahkûm olamaz. Adem-i Sırfa kaçamaz. Cehennem ağzını,
Cennet dahi ağuş-u nazendaranesini açıp bekliyorlar.
H â t i m e
İslâm'ın ve Asya'nın istikbali, uzaktan gayet parlak görünü-
yor. Çünki Asya'nın hâkim-i evvel ve âhiri olan İslâmiyetin galebesi
için dört-beş mukavemet-sûz kuvvetler ittifak ve ittihad etmekte-
dirler.
Birinci Kuvvet: Maarif ve medeniyet ile mücehhez olan
İslâmiyetin Kuvvet-i Hakikiyesidir.
İkincisi: Tekemmül-ü mebadi ve vesaitle mücehhez olan
ihtiyac-ı şediddir.
Üçüncüsü: Asya'yı gayet sefalette, başka yerleri nihayet
refahette görmekten neş'et eden tenebbüh-ü tâm ve teyakkuz-u kâmil
ile mücehhez olan gıbta ve rekabet ve kin-i muzmerdir.
Dördüncüsü: Ehl-i Tevhidin Düsturu olan Tevhid-i Kelime
ve zeminin hasiyeti olan itidal ve ta'dil-i mizac ve zamanın ziyası
olan Tenevvür-ü Ezhan ve medeniyetin