Page 43 - Risale-i Nur - Muhakemat
P. 43

BİRİNCİ MAKALE                                                                                             45



            telmihatında  ve  suver-i  maânî  ve  tarz-ı  ifade  ve  maânî-i  ûlâ  tabir
            olunan  vesail  ve  üslûb  garazında  olan  günah  ve  muahaze;
            mütekellimin  zimmetinde  değil,  belki  örf  ve  âdete  ve  kabul-ü
            umumîye  aid’dir.  Zira  tefhim  için,  kabul-ü  umumî  ve örf,  ihtiram
            olunur.  Hem  de  eğer  hikâye  ise,  halel  ve  hata  mahkiyyun  anh'a
            aid’dir.  Evet  mütekellim  suver  ve  müstetbeatta  muahaze  olunmaz.
            Zira  onlara  el  atmak,  semeratını  almak  için  değildir.  Belki  daha

            yukarı  makasıdın  dallarına  çıkmak  içindir.  Eğer  istersen  kinaî
            şeylere  dikkat  et.  Meselâ:  "Filanın  kılıncının  bendi  uzundur"  ve
            "Ramadı çoktur" denildiği vakit, o adam uzun ve sahî ola.. Ramad
            ve  kılıncı  hiç  olmazsa  da  kelâm  sadıktır.  Eğer  istersen  misal  ve
            müsül-i  faraziyeye  dikkat  et.  Göreceksin:  İştihardan  neş'et  eden
            kıymet ve kuvvet ile müdavele-i efkâr ve akıllar arasında sefarete
            müstaid  oluyorlar.  Hattâ  Mesnevî  Sahibi  ve  Sa'dî-i  Şirazî  gibi  en
            doğru Müellif ve en muhakkik Hakîm, o müsül-i faraziyeyi istihdam
            ve istimal etmelerinden, müşahhat görmemişlerdir. Eğer bu Sır sana
            göründü  ve  ışıklandı:  Mumunu  ondan  yandır,  kıssat  ve  hikayetin
            köşelerine git. Zira cüz'de cari olan, bazan küllde dahi cari olabilir.


                   Tenbih:  Üçüncü  Makale'de  müşkülât  ve  Müteşabihat-ı
            Kur'aniyeye dair bir Kaide gelecektir. İktiza-i makam ile şimdilik bir
            nebzesini zikredeceğiz. Şöyle: Vakta ki, Kitab-ı Hakîm'den maksud-

            u ehemm, ekseriyeti teşkil eden cumhurun İrşadı idi. Çünki Havass,
            avamın  mesleğinden  istifade  edebilirler.  Fakat  avam  ise,  Havassa
            hitab olunan Kelâmı hakkıyla fehmedemezler. Halbuki cumhur ise
            ekseri avam ve avam ise me'lufat ve
   38   39   40   41   42   43   44   45   46   47   48