Page 130 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 130

132                                                                            YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN

                 (Zeki'nin fıkrasıdır)

                 Ben istiyorum ki; bir an evvel bir yere çekileyim de, mesaîden
          hariç  zamanlarımı,  o  ulvî  ve  mukaddes  Hazine-i  Hakikat  ve  Âsâr-ı
          Giran-Baha  Hizmetinde  devama  başlayayım.  Fakat  bugünlük  bu  yüce
          emelimin  husulünden,  bizzarure  ve  bilmecburiye  mahrum  kalıyorum.
          Hiç olmazsa şu günlerde elimde, o mütalaası gönüllere ve Kalblere bir
          Safa-yı Sermedî ve cavidanî bahşeden Kitab-ı Kâinatın birer Lem'ası ve
          birer Nur-u Timsali olan Eserlerinizden bir-iki tanesi elimde bulunsa idi,
          benim için  nâ-kabil-i  tarif bir  Sürur ve  Saadet  menba'ı  olacaktı ve ne
          bulunmaz bir Nimet, ne ele geçmez bir Define olacaktı.

                 Çok zaman evvel Sabri Efendi Ağabeyim, yeni çıkan Kudsî ve
          Esrarlı Nurlardan, bir cüz'ü bari olsun  göndermek fikrinde olduklarını
          bildiriyorlardı.  Galiba  müsaid  vakit  bulamadıklarından,  yazıp
          gönderemediler.  Hem  bazı  Eserleri  beraberimde  getirmediğimden  çok
          pişman  oluyorum;  onlardan  başkalarını  istifade  ettirmek  fırsatını
          bulamazsam  da,  mütalaa  eder,  manen  mücadeleye  bir  medar-ı  kuvvet
          olurdu.
                 Netice  itibariyle..  madem  ki  şimdilik  o  Hazinelerden  istifade
                                                                              ِ
                                                                      للّٰا
          edemiyorum;  o  halde,  kendimi zararlı görmekte haklıyım.    ءآش  نا
                                                                             ْ َ
                                                                        َ ه
                                                                    ُ
          Duanız Himmetiyle, yakın bir zaman zarfında, o zararları telafiye kâfi
          bir zaman ve bir fırsat ele geçer...

                 Bir  ömr-ü  mukadderden  ma'dud  olan  şu  günlerim,  şükür  ve
          hamd  ile  geçmektedir.  Bana  öyle  bir  kanaat  geldi  ki,  Kalbimi
          yokladıkça,  Kalbim  bu  kanaatı  takviye  ediyor..  nefsimle  mücadelede
          muzaffer olacağımı ümid ediyorum.

                 Aziz  Üstadım!  Şu  hicrana  ve  firaka,  muvakkat  olduğu  için
          tahammül ediyorum. Ayrılığımız her ne kadar muvakkat olsa, yine beni
          müteessir  ediyor.  Bizzarure  malayani  şeylere  maruz  kaldıkça,  ah
          diyorum, Üstadımın yanında olsaydım ve kendi kendime, daha doğrusu
          Kalbime  ümid  ve  cesaret  tavsiye  ediyorum.  Reddedilen  bir  arzu  nasıl
          kesb-i  şiddet  ederse,  emellerimin  şimdilik  husule  gelmemesiyle,  İman
          ve emellerim de aynı nisbette kesb-i kuvvet ediyor, Ruhum yükseliyor;
          Kalbimde  açılan  pencereden,  manen  daha  serin  ve  daha  geniş  nefes
          alıyorum...
                                                                           Zeki
                                          * * *
   125   126   127   128   129   130   131   132   133   134   135