Page 139 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 139
BARLA LÂHİKASI 141
gençlerden Ehl-i Takva Süleyman isminde bir genç vardı. Ve sağ
tarafımda yine gençten, İsmail isminde birisi vardı. Buna binaen,
alettahmin yüz kadar gençler, o fırının dairesinde sağımda ve solumda
ayak üzere idiler. Hayret ettim. Bunun üzerine büyük bir Zât geldi,
gençlerin önüne ufacık bir mendil serdi. O mendil üzerinden, dört köşe
haşhaşlı ekmeği gençlere birer birer dağıttı. Bilâhere, o mendilin içinden
birer avuç da kuru üzüm dağıttı. Bakıyorum, o mendilden üzüm ve
ekmek tükenmedi. Hayret ettim. Bana denildi ki: "Bu mübarek Zât, Said
Nursî'dir." Ben de anladım ki; bu Hârika İş Aktablarda bulunur dedim
uyandım.
Bunun üzerine Risaleleri devam üzre yazmakta iken, Allah'ın
Tevfiki ve Üstad-ı Muhteremin Himmeti erişti. Çok çok istifade etmeye
başladım. Bilâhere bütün o rü'yamda gördüğüm gençler, etrafıma
toplandı. Her birisi bana arkadaş ve Kur´âna Talebe oldular.
Ve bir de bizim memleketin insanları, bir parça Ehl-i Tarîkat ve
Ehl-i Takvadır. Memleketimizde zahir ve bâtın Hocası olmadığından
şeytana ve nefse çok defa hedef oluyorduk ve evham içinde
boğuluyorduk. Risaleleri okudukça, şeytan-ı laîn ve nefsin hilelerini ve
evhamlarını Cehennem'in dibine atıyordu. Risaleleri okurken, çok
arkadaşlar çok hayrette kalırlardı. "Bu koca Bedi', bu Lü'lü-misal bu
Sözleri, bu Kelimeleri nereden buluyor?" diye birbirimize çok defa
diyorduk. Lisanına baksan, birşey istifade edilmez gibi görünüyor.
Halbuki, söyledikleri hep Hikmettir. Nazarımıza dehşet veriyor, Nur
serpiyor (Haşiye) diye, tekrar tekrar iştiyakla okuyorduk. Bunun
üzerine, "Risalet-ün Nur ve Mektubat-ün Nur, okuyanlara bir İksir-i
A'zamdır" diye hükmettik.
Muhterem Üstadım, maddî ve manevî yaraları bulunan bu yüz
arkadaşlarımın yaralarını, Risaleler tedavi ediyor. Hattâ bazan bizden
uzak olanlar evhama boğulur, gelirler; âciz Talebeniz bir Risale
okursam evhamını kaldırır giderlerdi. Cenab-ı Hak, Feyyaz-ı Mutlak ve
Hallak-ı Azîm mevcudat ve camidat ve zerreler adedince sizden razı
ِ
olsun. مٓا...
ي
َ
Yarın Mahşerde, herkesten evvel Resul-i Ekrem ve Nebiyy-i
ِ
Muhterem Efendimiz Hazretlerinin Şefaatine mazhar olيمٓا للّٰا ءآش ْ َ ِ نا
.
َ ه
ُ
----------
(Haşiye): Evet Mustafa Kardeşim, Said'in üç şahsiyetinden ikisini tamam
fark etmiş. Said'deki Üstadını, Ders verdiği vakit âlî görüyor. Bîçare dostu olan Said'i,
Hakikatte olduğu gibi âdi görüyor ve gördüğü doğrudur... S a i d