Page 138 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 138
(Biraderzadem merhum Abdurrahman'ın vefatını
müteakib yanıma gelip, kuvvetli emarelerle Abdurrahman'ın
yerine bana gönderildiği Kalbime ihtar edilen, gayet çalışkan
ve hâlis Kardeşlerimizden, Elmas Kalemli, Kuleönlü
Sarıbıçak Mustafa Hulusi'nin, on fıkra yerine geçecek tek
birinci fıkrasıdır.)
ِ
ِ
ِ
ِ ِ
۪ ِ
ِ
ِ
هدمحب ُ ِ ب ح ِّ يُ َّلاا ء َ شَ نم ناو هنا ح بس همساب
َ ُ َ
ْ َ
ْ َ
ْ
َ ُ
ْ
ْ ُ
ْ
ِ
ِ
ِ
ا هرارسَاو نۤا رقْلا فورح دد َ َ ع ِ ِ ب هتا َكرب و ِ للّٰا ةمحر و مُك ي َلا م َلع َّ ُ َ ْ ْ َا ل س
ُ ُ
ْ ُ
َ َ
َ
ُ َ ْ َ َ
ه َ
َ َ
ُ ُ
ْ
Ey benim Muhterem Üstadım!
Âciz Talebeniz, küre-i arz içerisinde Ruhum bazan şarka, bazan
cenuba, bazan garba, bazan şimale, bazan Semaya giderdi. Acaba
yardım ne taraftan erişecek diye beklerdim. Ruhum bir Mürşid-i Ekmel
taharri ederdi. Aramak üzere iken bana İlham olundu ki; "Mürşidi sen
uzakta arıyorsun, pek yakınında bulunan Bediüzzaman vardır. O Zâtın
Risale-i Nur'u Müceddid hükmündedir. Hem Aktabdır, hem
Zülkarneyn'dir, hem Âhirzamanda gelecek İsa Aleyhisselâm'ın
Vekilidir; yani Müjdecisidir." denildi. Bunun üzerine Üstad-ı
Muhteremin nezdine vardım. Risaleleri, bize yazmak için Emir verdi.
Ben de onbeş kadar Sözler'den yazdım ve okuyorum. İstidadım kısa,
fikrim müşevveş olduğundan, Risalelerden hakkıyla istifade ve istifaza
edemiyordum.
Bilâhere Yirmiikinci Mektub'u verdiniz, yazdım. Bir-iki defa
arkadaşlarımla okudum. Âciz Talebenizin maddî ve manevî onbeş
yaşından beri, mazide birikmiş olan küflü yaralarını tedavi etti.
ِ ِ
للّٰ دم حْلَا. Bunun üzerine bir rü'ya gördüm. Rü'ya budur:
ه
َ ُ ْ
"Menamda, Kıbleye karşı bir vilayete gittim. O vilayette
gezerken, iki büyük acib fabrikaya rastgeldim. Bu fabrikalar, dünyadaki
fabrikalara benzemiyor ve hem de bu fabrikalar insanın sağ cenahına
geliyor. İkisinin de sahibleri yok. İçerisine girdim; fabrikanın biri
büyük, biri küçük. Bu küçük fabrikayı ben idare ederim diye, ona sahib
oldum..." Bunun üzerine bir rü'ya daha gördüm:
Kıbleye karşı uzun bir kışla ve kışlanın içinde büyük bir fırın
var. Ben de o fırının dairesindeyim ve ayak üzereyim. Karşımda,