Page 204 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 204
206 YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN
ِ
ِلعاف ْلاَك ببس لَا mefhumunca, keza bu Zât da her türlü takdire seza ve
َ
َ َّ
ُ
lâyıktır.
Bu günahkâr ise, maalesef salif-ül arz Zevatın hiçbirisiyle kabil-i
kıyas değildir. Madem Üstad-ı Âlî böyle görmüşler ve bu şekilde
buyurmuşlar. Küfran-ı nimet etmeyip, Tahdis-i Nimet suretinde kabul
eder ve gördüğüm sahife-i siyahımın Sahife-i Beyaza tahvilini, Cenab-ı
Hak'tan Tazarru' ve Niyaz eder ve Rahmet-i Rahman'a iltica eylerken,
Teveccühat-ı Üstadanelerinin bekasını yürekten dilerim Efendim.
S a b r i
* * *
(Ahmed Husrev'in fıkrasıdır)
Sevgili Üstadım!
Aktab-ı Hamse-i Azîme'nin birincisi ve Gavs-ı A'zam namıyla
müştehir Şeyh-i Geylanî Hazretlerinin, şimdiki Kur´ân'ın Hâdimlerine
bakan Kasidesindeki İhbarat-ı Gaybiye-i Mühimmeyi hâvi, kıymetdar
ِ
Risaleyi Kardeşlerime ve dostlarıma okudum. Ve للّٰا َ ءا ٓش نا fırsat
ْ َ
ُ ه
buldukça yine okuyacağım. Rahatsızlığım, bir suretinin takdimine fırsat
bahşetmediği gibi, Otuzikinci Söz'ün Birinci ve İkinci Mevkıflarından
da üç-dört sahifeden daha fazla yazmaklığıma mani' oldu.
Sevgili Üstadım, o büyük Şeyhin mazhar olduğu o büyük Tecelli
ve nâil olduğu o büyük Eltaf-ı Sübhaniye ile sekizyüz senelik mesafeyi
gören ve bu müddet arasında gelip geçenlere ve bugünün dehşetini Ehl-i
Zevk ve Keşfe gösteren, yazılarındaki o derin ve pek ince manalar,
idrak edebildiğim kadarını düşünürken, ehl-i gafletin nazarından
saklanmış olan ve fakat Ehl-i Hakikatın görmesine mani' olmayan
maziyi hatırladım. Ve bu Risalenin Feyziyle Mücahede-i
Maneviyenizden ve etrafınızda toplanmış olan fedakâr, mücahid
Talebelerinizden ve maruz kaldığınız mühlik felâketlerden ve nâil
olduğunuz, bu kadar azîm Eltaf-ı İlahiyeden başlayarak, Şah-ı
Geylanî'ye kadar ve ondan Asr-ı Saadete kadar uzanan, o uzun zamanı
hayalen gezdim. O büyük Gavs'ın sekizyüz sene evvel ilân ettiği bu
Hakikatın karşısında hayran oldum. O büyük Şeyh Eski Said gibi