Page 207 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 207

BARLA  LÂHİKASI                                                                                                 209

                  (Re'fet Bey'in fıkrasıdır)

                  Son gönderdiğiniz Minhac-üs Sünnet gibi Lem'alar hakkında ne
           söylesem  ifade-i  meram  etmiş  olamam.  Zira  Eserler  birbirini  takiben
           neşrolundukça,  kıymetleri  de  mebsutan  tezayüd  etmektedir.  Bizlere
           Cennet  hayatı  yaşatmaktadır.  Eserler  hakkında  fakirin  mütalaa
           yürütmesi  küstahlık  olur.  Çünki  Şeyh-i  Geylanî'nin  medih  buyurduğu
           Zât-ı  Mübarekin  yazmış  olduğu  Eseri  tenkid  değil,  kemal-i  hürmetle
           tasvib  ve  tahsin  ve  takdir  ve  büyük  bir  Zevk-i  Ruhanî  ile  okumaktan
           başka ne yapabiliriz? Yalnız şu kadar diyebilirim ki: Bu dalalet devrinde
           bizlere  Zât-ı  Âlîleri  gibi  yüksek  bir  Üstadı  Lütuf  buyuran  ve  şimdiye
           kadar  emsaline  tesadüf  olunmayan  mükemmel  ve  mükemmil  Eserler
           okutup  Ezvak-ı  Nâmütenahiye  içinde  yaşatan  Hâlık-ı  Zülcelal'e
           nihayetsiz  şükürler  etmekle,  Îfa-yı  Vazife-i  Ubudiyet  edebilirsek
           bahtiyarız.
                                                                       Talebeniz
                                                                                                                R e ' f e t
                                           * * *

                  (Hâfız Ali'nin fıkrasıdır)

                  Pek Sevgili ve Muhterem Üstadım!

                  Hazret-i  Şeyh-i  Geylanî  Kuddise  Sırruhu-l  Âlî'nin  Keramet-i
           Acibe-i Gaybiyesini aldım. Hayretimden düşünmeye başladım. Aradan
           çok  geçmeden  Hizmet  ettiğim  Nur  Elektrik  Fabrikasından  bir  düğme
           çevrildi.  Bir  mumluk  bir  ziya  geldi.  Birşeyler  görmeye  başladım.
           Aynıyla yazıyorum. Kusur ve noksan, bîçare Ali'nindir.

                  Evet Üstadım, nasılki Fahr-i Âlem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)
           Hazretleri Şecere-i Kâinatın hayatdar çekirdeği, Enbiya ve Mürselîn o
           Şecere-i Mübarekin dalları olup, dalın ibtidasından müntehasına kadar
           kat'î  bir  alâka  ile  daimî  birbirlerini  götürüyorlar.  Bu  Sır  için  Hazret-i
           Âdem  Safiyyullah  kokladığı  ve  hissettiği  Nur-u  Muhammed  (A.S.M.)
           hakkında demiş: "Ya Rab, benim alnımda bir çığırtı var, nedir?" Cenab-
           ı  Kibriya  Hazretleri  buyurmuş:  "Nur-u  Muhammed  (A.S.M.)ın
           Tesbihidir."  Aynen  Kütüb-ü  Sâbıkada  da  vesile-i  dünya  olan  Şah-ı
           Levlâk'i  evsafıyla,  Ashabıyla  haber  vermeleri  gösteriyor  ki;  Ulûm-u
           Evvelîn  ve  Âhirîni  câmi'  bir  Kitab  ile  ba's  olunacak,  Kâinatın  Ruhu
           hükmünde  ve  bütün  Kâinatın  güzellikleri  kendi  fıtratında  tecemmu'
           edip,  tekemmülle  tulûu, fecirden sonra şemsin tulûu gibi bekleniyordu.
   202   203   204   205   206   207   208   209   210   211   212