Page 244 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 244

246                                                                            YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN

          (Hulusi Bey'in fıkrası)

                 Yirmibeşinci  Söz,  İ’caz-ı  Kur´ânı  çok  parlak  bir  tarzda  isbat
          eden,  Ehl-i  Kur´âna  Mesned,  Melce'  ve  Mahzen-i  Esrar;  ve  güruh-u
          isyan ve tuğyan ve küfrana bütün levazımat-ı harbiyeyi câmi', mühlik
          bir  silâhhane;  yıkılmaz,  aşılmaz,  geçilmez  bir  sur,  burç  ve  barusu
          muhkem, mahuf ve müdhiş bir kal'a-i polat ve bedendir.

                 Hakikat  böyle  olmakla  beraber  Kur´ânî  Sura  dayanan  Kur´ânî
          Kal'aya  iltica  eden,  çok  acib  ve  hârika  Kur´ânî  Esrarın  tedkikine
          koyulan, Kur´ânı kendilerine Delil-i Şefi', İmam, Refik, Muhafız bilen
          Hâdim-ül  Kur´ân  namına  Esrar-ı  Kur´âna  İnayet-i  Hak'la  muttali',
          Hakaik-i Kur´âna Lütf-u Hak'la aşina, Rumuzat-ı Kur´âna Avn-i Hak'la
          vâkıf, müdakkik, muarrif, mübeşşir Üstadımdan şunu öğrenmek istiyor
          ve bunu Kalben cidden çok arzu ediyorum...
                                                                     H u l u s i
                                          * * *


                                 ِ
                                         ِ
                                                                ِ ِ
                                                                     ِ
                        ِ

                           ِ
                     ه ِ ۪    دمحب     حبيُ     َّلاا ء َ شَ  نم ن ِ   او              َ ُ    ن   ه       احبس  هم   ساب
                     ْ َ
                                        ْ
                          ُ َ ُ
                                              َ ْ
                                     ْ
                                                                   ْ
                                                           َ ْ ُ
                            ِّ
                           ه ُ ُ    تاَكرب     و  ِ   للّٰا  ةمحر و    م   ُكيَلع  م   َلاسل   َا
                                                          َّ ُ َ
                                        ُ َ ْ َ
                                     ه َ َ َ
                                                   ْ ْ َ

                 Aziz Kardeşim Mustafa Efendi!

                 Bazı emarelerle ve bazı zevatın hüsn-ü şehadetiyle bana kanaat
          gelmiştir ki, zâtınız dahi Müezzinzade Bekir Efendi gibi bana ciddî bir
          Talebe ve samimî bir Âhiret Kardeşi olabilirsiniz. Hem senin merhum
          pederin Hacı Said Efendi, Silsile-i Duamda çoktan beri dâhildir.

                 Bu  defaki  gayet  kıymetdar  hediyen  olan  Zemzem  Suyu  ve
          Medine-i  Münevvere  Hurmasına  mukabil,  gayet  kıymetdar  ve  Ehl-i
          İman  mabeyninde  nihayet  derecede  mu'teber  ve  ehl-i  dalalet  başında
          sâıka gibi tesir gösteren Otuzbirinci Söz olan Mi'rac ve Şakk-ı Kamere
          dair Risaleyi ve Vahdaniyet ve Marifetullah ve Muhabbetullaha dair ve
          Ehl-i Tahkik meyanında emsalsiz ve pek meşhur ve nuranî üç mevkıflı
          olan Otuzikinci Söz'ü takdim ediyorum. Eğer zâtınız hattı güzel bir zâtı
          bulup size (kendinize) istinsah etsen çok iyi olur. Fakat tashihine dikkat
          edilsin.   Bir   iki    defa,    Kardeşim    Seyyid    Şefik'in    muavenetiyle
          mukabele    edilsin.    Sonra    Bekir    Efendi    alsın.    Kendine
   239   240   241   242   243   244   245   246   247   248   249