Page 78 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 78

80                                                                              YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN

                 (Sabri'nin bir fıkrasıdır)

                 Eyyühe-l Üstad-ül Muhterem!

                 Bil'istinsah   Takdim-i     Huzur-u     Fâzılaneleri    kılınan
          Yirmisekizinci  Mektub'un  Yedinci  Mes'elesi  tam  zamanında  izhar-ı
          endam  etmiştir.  Şu  Mübarek  Eser  Risalat-ün  Nur  ve  Mektubat-ün
          Nur'un  bir  nevi  tarihçeleri  olduğu  gibi,  diğer  cihetten  de  Âsâr-ı  Pür-
          Envârın senedât ve berahin-i kat'iyyeleri hükmünde görülmekle beraber,
          üç seneden beri dimağımda mahsus ve mahfuz bir çok ihtisasatı da, bu
          kere zahire çıkarmıştır. İşte Kur´ân-ı Azîmüşşan'ın Derece-i Kudsiyet ve
          Ulviyet ve Nuraniyeti böyle Elmas ve Mücevherat-ı Maneviyeyi câmi'
          bulunduğu, bu mes'ele ve emsali mesailden anlaşılmıştır.

                 Evet  şu  Hakikati  de  itiraf  etmek  lâzım  ki,  bir  mücevherat
          hazinesi ne kadar zengin  ve ne kadar  yüksek bir servete mâlik  olursa
          olsun;  bâyii, dellâlı, usûl-ü bey' u şiraya aşina olmazsa, zilyed bulun-
          duğu  kıymetdar  hazinenin  müştemil  ve  muhtevi  bulunduğu  emtiayı,
          lâyıkıyla Âleme ilân ve enzar-ı âmmeye vaz' edemez. Binaenaleyh şu
          devr-i  müşevveşte,  Hakaik-i  Kur´âniyenin  hakkıyla  Bey'  u  Şirasını
          yapan Dellâl-ı Kur´ân'ın değil altı senedir, belki kırk seneden beri Ehl-i
          İslâm'a hitaben:
                           ِ

                  ميلَا     باَذع نم    م   ْ    ُكيج   نت ۪  ْ   ةرا   جت  ٰلع مُكُّل   دَا له اونمٰا    ني   َ َ  ۪    َّلا   ذ   ا َ ُّ   يه   َا  ٓ اي
                                          ِ
                ۪
                                         َ َ ُ
                       َ ْ
                                                           ُ
                                                                          َ
                                                   ُ ْ َ
                                              َ ْ

          Ferman-ı  Rabbanîsiyle  nida  etmeleri,  bil'umum  Envâr-ı  İmaniyeye
          muhtaç Ümmet-i Muhammed'i medyun-u şükran eylemiş ve eylemek-
          tedir.
                                                                       S a b r i
                                          * * *
                 (Sabri'nin fıkrası)

                 Eyyühe-l Üstad-ül Muhterem!

                 Bu kere Yirmiyedinci Mektub'un İkinci Zeylini, Yirmisekizinci
          Mektub'un  Beşinci,  Altıncı  Mes'elelerini  bil'istinsah  asıl  maa-suret
          takdim  ediyorum.  Bendeleri  Yirmiyedinci  Mektub'un te'lif ve tesis  ve
          tertibinde,  çok  mühim  bir  isabet  hissediyorum  ki,  bu  Mektubun
          te'lifindeki  gaye,  kat'iyyen  Mektub sahiblerini  ilân ve teşhir olmadığı,
          belki muhtelif-üd derecat zevil'efkâr ve elbabın herbiri, Nurların ancak
          yüzde   birer   hâssalarını   ve   fevaidini   görerek ,   Dellâl - ı  Kur´ân'ın
   73   74   75   76   77   78   79   80   81   82   83