Page 83 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 83
BARLA L Â HİKASI 85
his asla taşımamıştır. Nasılki Aziz Üstadımız bu Kur´ânî Cevherleri
kendisine göstermekle iktifa etmiyor ve muhtaçlara da bakınız, görünüz,
istifade ediniz; siz de muhtaçlara, müştaklara, mütehayyirlere
göstermeye vasıta olunuz buyuruyorlar. Bu fakir Talebeniz bu Emre
ِ
ِ
ع
ا
ة
( َط و ا مس ،ِيعْلا و سْأرلا َ لع) demiş. Ve ناَكم ْ لاا ِ ردق َ لع ve
ْ َ
َّ
ً َ
ْ َ
َ
َ
ْ َ ً َ
َ
ْ
ِ
للّٰا َ ل ع لاك وتم, bu emel uğrunda Hizmette bulunmayı minnetdarane
َ َ ِّ
ه
ً َ
ُ
arzu etmekte bulunmuştur. Binaenaleyh gaybî Tevafuk hakkındaki bu
müdellel ve mukni' Beyanat da yerindedir, fazla değildir. Bu da
herhalde lâzımdır. Buna mutlak ihtiyaç vardır veya olacaktır. Gösterilen
misalden de anlaşılıyor. Özene bezene yazılmış, senelerle emek sarfıyla
cem'edilmiş, toparlanmış, tefsir kavaidine siyak ve sibak-ı kelâm
gözetilerek, muhtemelen bazı yerlerinde kesret-i istimal sebebiyle, hâh
nâ-hâh nazar-ı dikkate çarpan Tevafuk ve müvazenete de an-kasdin
ihtimam edilerek, emniyetle vücuda getirilmiş olan bir Tefsir ile,
doğrudan doğruya Hazain-i Mukaddese-i Kur´âniyeden bu asır
insanlarına, Müslümanlarına göre nebean, feveran ve lemaan eden
Nurlu Âsârdaki gaybî Muvafakat, Müvazenet kıyas edilebilir mi? Aslâ...
Hâtimedeki Ahmed Galib Bey'in fıkrası hoştur. Bu fıkranın
Hazret-i Kur´ân'a ve Mahzen-i Esrar-ı İlahiyenin bir nevi Nurlu
Reşehatı ve Lemaatı olan Sözler'e nisbeti, güzelliğini arttırmıştır. Allah
bu gibi Kardeşlerimizin adedini çok arttırsın. Ve cümlesini, bu meyanda
ِ
bu fakir-i pür-taksiri de muvaffak-un bilhayr buyursun, يمٓا...
َ
Yirmidokuzuncu Mektub'un İkinci Kısmı, Kur´ân'ın has
dûrbîniyle bakılmak suretiyle, Ramazanın Hikmetlerinden dokuzu
mükemmelen ve emsalsiz tarzda beyan buyurulmuştur. Allah Sevgili
Üstadımızdan razı olsun. Bu sene burada Ramazan-ı Şerif'e riayet,
evvelki senelerden zahiren ziyade idi. Gönül arzu ederdi, keşki bu Âlî
Eser, bu Ramazandan evvel elimize geçmiş olaydı. Seyyid-ür Rusül,
Nur – ul Vücud Efendimiz Hazretleri Sallallahü Aleyhi ve Sellem
۪
۪
( ةحيصنلا نيدلَا) buyurdukları malûm-u fâzılaneleridir. İşte bu sebeble
َّ
ُ َ
ُ ِّ
azlığından müteessir olduğum buradaki Cemaatimize, tam vaktinde
okumak suretiyle, bu Emr-i Celil-i Nebevîyi de yerine getirmiş olurduk.
Fakat bu Şereften mahrumiyetimiz, maddî uzaklığından ileri gelmiştir.
Çünki Kur´ân'ın madem ki, ilk nüzulü Şehr-i Ramazanda olmuştur. Bu
asırda ve şu zamanda da, o mübarek Âyetin Hikmetleri hakkında Eser
yazılmasının bu ayda olması enseb ve a'lâdır.