Page 84 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 84

86                                                                             YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN

          Cenab-ı  Hak  emsal-i  kesîresiyle,  hayırlısıyla  cümlemizi  müşerref
                      ِ

                    ي

                      م
          buyursun,  ٓا...

                    َ

                 Hâtem-i  İ'caz,  Hizmet-i  Kur´ân'daki  kıymetdar  Kardeşlerimi
          tanıttırdı. Ve şu güzel Nurlu Beyti hatırlattı:

                 Âyinedir bu Âlem, her şey Hak ile kaim,
                 Mir'at-ı Muhammed'den, Allah görünür daim. (Haşiye)

                 Ve şu fıkrayı söylettirdi:

                 Âyinedir bu hâtem, herkes Sıdk ile hâdim,
                 Mir'at-ı Üstaddan, Kur´ân'dır görünen daim.

                 Allah-u  Zülcelal  cümlesinden  razı  olsun.  Bu  mübarek  mir'atın
          boş  köşesine,  bu  Beyit  ile  imzamın  konulmasını  tasvib-i  ârifanelerine
          arzederim.
                                                                     H u l u s i
                                          * * *

                 (Binbaşı  Âsım  Bey'in  Risalet-ün  Nur  Sözleri  hakkında  temsil
          ettiği bir fıkradır)

                 Münezzehtir Şuunattan, hep İlham-ı İlahîdir,
                 Okurken Nur alır Vicdan, Sütûr-u Bîtenahîdir,
                 Riyadan, kibirden, her meâsîden münezzehtir,
                 Kelâm-ı Lâyezalî'den gelen, bir Nur-u Müferrihtir.

                        Nasıl bir Vecd içinde anladım bilsen, bu Âsârı,
                        Bu, Âyetler gibi nuranî ve lahutî bu Efkârı,
                        Meâsir mi Eser mi müncelî yoksa müesser mi?
                        İlahî bir "sürâ"dan berk uran, hayretfeza Sır mı?

                 Anılmaz, anlatılmaz, Sırr-ı Vahdetten haberlerdir.
                 Sen ey gafil beşer bil nefsini, gör ki, ne şeylerdir.
                 Bütün kevn vâlih ve hayran düşündükçe ser-encamın
                 Kerim hayretle, hürmetle anar Namın, büyük Namın.
                                                                        Â s ı m
                                          * * *
                 ----------
                 (Haşiye):  Latif  bir  Tevafuktur  ki,  birinci  Hulusi  ile  ikinci  Hulusi  ünvanını
          alan  Sabri  Efendi,  buradaki  birbirinden  çok  uzak  oldukları  halde,  aynı  fıkrayı
          Mektublarında bana karşı yazıyorlar.
   79   80   81   82   83   84   85   86   87   88   89