Page 89 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 89

BARLA  LÂHİKASI                                                                                                   91

           etmede  olduklarından,  keyfiyetçe  yekdiğerinden  farkı  yok  gibidir.
           Sözleriniz aynen böyledir. Her birini yüz defa okusam, yüzbirinci defa
           hiç  okumamış  gibi,  büyük  bir  zevk-i  manevî  ile  okumam  dahi
           yüksekliğine  şahiddir.  Bu  babda  ne  kadar  yazsam  Sözler  hakkında
           hiçbir  şey  yazmış  olamayacağımı  düşünerek,  sözüme  nihayet
           veriyorum.
                                                                       R e ’ f e t
                                           * * *

                  (Şu fıkra Mes'ud Efendinindir)

                  Ey benim Muhterem Üstadım!

                  Hadd-i büluğumdan bu âna kadar, laîn şeytanın zırhından mamul
           bir  sanduka  derununda  kilitlemiş  olduğu  Akl-ı  Uhrevî  ve  İmanımı
           tazyik  altına  almıştı.  Duanız  sayesinde  ve  bana  karşı  göstermiş
           olduğunuz  hüsn-ü  niyet  ve  nasihatlerin  semeresi  olarak,  ancak  yedi
           senede,  Üstadımın  Dua  yumruğuyla  laîn  şeytanın  zırh  sandukası
           kırılarak,  İmanımı  tekrar  teslim  ettin  ve  teslim  aldığımı  şununla  isbat
           ederim ki; Duaya kabul buyurduğunuz tarihte, yani Ramazan-ı Şerifin
           üçüncü  günü  bera-yı  ziyaret  nezdinizde  idim.  Müfarakatımdan  sonra,
           Cenab-ı Hakk'ın gösterdiği ve Sevgili Üstadıma arz eylediğim rü'ya ile,
           âcizane  tefsirimde,  gündoğudan  günindiye  doğru  olan  çayı  yani
           gündoğudaki Duayı almamış olsa idim, önümde elinde sepet ile giden
           adam  gibi  gayya  kuyusuna  gidecektim.  Ben  de  o  kapının  önünde
           durduğum  halde, o müessir almış  olduğum  Dua sayesinde, o korkunç
           kapıdan  çağırılmayarak,  avdetimde  geniş  bir  caddeden  halkın  omuz
           omuza geçtiği ve bizim mestur bir mevkide seyreylediğimiz o meşakk
           ve  mezahime  iştirak  ettirilmediğimiz,  ancak  Üstad-ı  Muhteremimin
           Cenab-ı Hak nezdinde Duasının kabulüdür ve Sözler'in mukavemetsûz
           tesirleridir.

                  Ben de buna mukabil, Üstadımın Hâdim olduğu çığırı takib ile
           Hizmet etmek emelinde isem de, yalnız ettiğim Hizmet kâfi değildir. O
           da ancak  Âhiret menfaatimiz içindir. Yalnız Cenab-ı  Feyyaz-ı Mutlak
           Hazretlerinden  beş  vakitte  Dua  ediyorum:  "Ya  Rabbi,  Ya  Rabbi!
           Yirmiyedi seneden beri, şeytan aleyhi-l la'nenin zırhlı çelik sandukaya
           kilitlemiş  olduğu  İmanımı,  balyozuyla  kırarak  tahlis  eden  Üstad-ı
           Ekremime,  yani  Kur´ân-ı  Hakîm'in  Lemaatı  olan  Risale-i  Nur'un
           Neşrine bir Hizmet olarak, bana menamda göstermiş olduğun Yevm-i
           Mahşerde   gayya   kuyusu   kapısının   ağzından   çevirmeğe   muvaffak
   84   85   86   87   88   89   90   91   92   93   94