Page 93 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 93

BARLA  LÂHİKASI                                                                                                  95

           altında  neşredilen  iki  sahifelik  Huruf-u  Hecaiye-i  Kur´âniyenin  bu
           kısma  ilâvesi  ve  bu  kısmın  da,  yazmakta  olduğumuz  Tevafuklu  ve
           Haşiyeli  Kur´ân-ı  Kerim'in  baş  tarafına,  umumun  istifade  ve
           istifazalarının  kolaylıkla  teminine  binaen  dercedilmesi  hakkındaki
           Tensib-i Fâzılaneleridir. Bu Tensib bizce de pek çok musîb görülmekle,
           fakir Talebenizin nazarını maziden hale, halden de istikbale çeviriyor.
           Ve  istikbaldeki  parlayan  Nurları  göstermekle,  nihayetsiz  sürurlara
           müstağrak kılıyorsunuz.
                                                                 Ahmed Husrev
                                           * * *

                  (Re'fet'in fıkrasıdır)

                                                  ِ
                                                              ِ ِ
                                      ِ
                                              ِ
                        ۪ ِ
                                 ِ
                             ِ
                                                                  ِ
                          هدمحب     حبيُ َّلاا       ء َ شَ نم ناو                 ه   مس اب
                                                 ْ َ
                           ْ َ
                               ُ َ ُ
                                             ْ
                                          ْ
                                                                ْ
                                 ِّ
                               هتاَكرب و   ِ   للّٰا  ةمحر    و مُكيَلع مَلاسلَا
                                      ه َ
                             ُ ُ َ َ
                                         ُ َ ْ َ
                                               َ ْ ْ َ ُ َّ
                  Muhterem ve çok Kıymetli Üstadım Efendim!

                  Yirmidokuzuncu  Mektub'un  Sekizinci  Kısmı'nın  Remzini
           dikkatle  okudum.  İhtiva  ettiği  hârikanüma  Rumuzat  ve  o  Rumuzatın
           ifade  ettiği  yüksek  Hakaik,  fakire  azîm  istifadeler  temin  etti.  Ve  beni
           derin derin Tefekküre ve Teemmüle sevk eyledi. Çocukluğumdan beri
           Hakaik-i  Diniyeye  çok  merak  eder  ve  her  fırsattan  istifade  ederek
           tedkikat  ve  tetebbuatta  bulunurdum.  Ne  yazık  ki,  emelime  muvaffak
           olamazdım.  Bu  sebebden  yeis  ve  nevmîdiye  düçar  olurdum.
           Nâmütenahî  şükürler  olsun  ol  Hallak-ı  Azîm'e  ki,  Zât-ı  Âliye-i
           Fâzılaneleri  gibi,  her  asırda  emsaline  ender  tesadüf  olunan  bir  Dâhî-i
           A'zama bizleri mülâki kıldı da, otuz seneden beri Ruhumun çok büyük
           İştiyak ve tahassürle beklediği bir Üstad-ı Muhtereme nâil eyledi.
                                     ِ
                                                          للّٰ دمحْلا
                             ِّ َ    ۪ بر   ِلضف نم   اَذه   ِ ِ ه ٰ    دم   حْلا  مث   ِ ِ ه ُ ْ َ
                                             للّٰ
                                ْ َ
                                                     َّ ُ
                                                 َ ُ ْ
                                    ْ
                  Madem  şimdiye  kadar  böyle  Hakikatler  hiç  bir  eserde
           görünmemiş ve işitilmemiştir; yazılması çok muvafıktır ki, okuyan her
           Ehl-i  İmanın,  Kur´ân-ı  Hakîm'in  Hazain-i  Nâmütenahiyesinden  bir
           kısım  Cevahiri elde etmek suretiyle, hem  Ağniya-i  Maneviye adedine
           dâhil olsun ve hem de künuz-u mahfiyeye ıttıla' kesbetmek gibi, Ruh-u
           Beşerin en büyük ihtiyacatını tatmin etmiş bulunsun. Hülâsa, Tevafukat
   88   89   90   91   92   93   94   95   96   97   98