Page 41 - Kuran'da Tebliğ ve Tartışma
P. 41
Harun Yahya (Adnan Oktar) 39
Hz. Nuh (as) ise, kendisine "… Biz sizi yalancılar sanıyo-
ruz..." (Hud Suresi, 27) diyen kavmine karşı şöyle seslenmiştir:
Dedi ki: "Ey Kavmim, görüşünüz nedir söyleyin? Eğer
ben Rabbimden apaçık bir belge üzerinde isem ve Rab-
bim bana Kendi Katından bir rahmet vermiş de (bu,)
sizin gözlerinizden saklı tutulmuşsa? Siz bunu istemi-
yorken biz sizi buna zorlayacak mıyız? Ey Kavmim, ben
sizden buna karşılık bir mal istemiyorum. Benim ecrim,
yalnızca Allah'a aittir..." (Hud Suresi, 28-29)
Kendisine tebliğ yapılan kişinin tedirginliği, söz konusu menfaat
kuşkusundan daha farklı biçimlerde de gerçekleşebilir. Cahiliye top-
lumunda "zararlı" ve "tehlikeli" insanlarla karşılaşmaya, bunlara karşı
mesafeli ve temkinli davranmaya alışmıştır. Bu nedenle, bu refleksin
bir sonucu olarak belki müminlerden de çekinebilir. Kendisine
zarar verecek insanlarla karşılaştığı gibi yersiz ve saçma bir kurun-
tuya kapılabilir. Özellikle de, müminlerin inkarcıların önde gelenle-
rine karşı yürüttükleri fikri mücadeleden rahatsızlık duyup, savun-
ma psikolojisine kapılabilir.
Bu durumda karşı tarafa güvenilirliğin vurgulanması ve sahip
olduğu muhtemel ya da görünür korkuların tek tek aşılması gerek-
mektedir. Eğer kendisine din ahlakının anlatıldığı kişi, müminlerin
inkarcıların önde gelenlerine karşı yürüttükleri fikri mücadeleden
tedirginlik duymuşsa, öncelikli olarak, bu fikri mücadelenin Kuran
ayetlerine dayalı olan mantığı en iyi şekilde açıklanmalıdır. Mümin-
lerin yalnızca Allah'ın dinine düşmanlık gösteren, Kuran ayetlerine
karşı mücadele yürüten ve yeryüzünde bozgunculuk çıkaran kişile-
re karşı fikri bir mücadele yürüttükleri ve tüm insanlara karşı ada-