Page 19 - Risale-i Nur - İşaratü'l-İcaz
P. 19

SURE-İ FATİHA                                                                                                        21

                                                  ۪ بر ۪دبعُا۪ Cümlesindeki  Emre
           okuyan  adam,  sanki   ۪هارت ۪ك َّ َ  ۪ نَاَك ۪ك َّ َ ْ ْ
                                  ُ َ َ
                                                َ
                                                       ُ
           imtisalen okuyor gibi olur.
                  Cem'  sîgasıyla zikredilen  ۪دبعن deki zamir, üç taifeye işarettir.
                                            ُ ُ ْ َ
           Birincisi:  İnsanın  Vücudundaki  bütün  a'za  ve  zerrata  raci'dir  ki,  bu
           itibarla  Şükr-ü  Örfîyi  eda  etmiş  olur.  İkincisi:  Bütün  Ehl-i  Tevhidin
           cemaatlerine  aiddir.  Bu  cihetle  Şeriata  itaat  etmiş  olur.  Üçüncüsü:
           Kâinatın ihtiva ettiği mevcudata işarettir. Bu itibarla, Şeriat-ı Fıtriye-i
           Kübraya  tâbi'  olarak  hayret  ve  Muhabbetle  Kudret  ve  Azametin  Arşı
           altında Sâcid ve Âbid olmuş olur.

                  Bu cümlenin mâkabliyle vech-i nazmı,  ۪دبعن nün  ۪دمحْلَا۪ye
                                                          ُ ُ ْ َ
                                                                      ُ ْ َ
                                               ِ ِ
                                         ِ
                                    ن
           tefsir ve beyanı olmakla   ۪دلا ِ۪۪موي۪كلام۪e de bir netice ve bir lâzım
                                     ي
                                    ۪
                                            ْ َ
                                                   َ

           olmasıdır.
                              ِ
                  İhtar:  ۪ َكايا۪ nin   takdimi,   İhlası   vikaye   etmek   içindir  ve
                             َّ
           zamir-i hitab da, İbadetin sebeb ve illetine işarettir. Çünki hitaba incirar
           eden geçen sıfâtla muttasıf olan Zât, elbette İbadete müstehaktır.
                               ِ


                    ۪عت َ نْ َ۪كايا۪و:   ۪يعت َ نْ۪۪de   müstetir  zamir,  ۪دبعن۪ nun
                   ي
                   ۪
                                      ُ َ
                                                                    ُ ُ ْ َ
                              َّ َ
                      َ ُ
                                           ْ
                        ْ
           fâili gibi, o üç cemaatten herbirine raci'dir. Yani: Bizim Vücudumuzun
           zerratı  veya  Ehl-i  Tevhid  Cemaatı  veyahut  Kâinat  mevcudatı,  bütün
           hacat ve  maksadlarımıza, bilhassa en ehemm olan İbadetimize, Senden
                                         ِ
           İane  ve  Tevfik  istiyoruz. ۪ َكايا Kelimesinin  tekrarlanmasındaki Hik-
                                        َّ
           metin birincisi, Hitab ve Huzurdaki lezzetin artırılmasına; ikincisi, ayân
           makamının  bürhan  makamından  daha  yüksek  olduğuna;  üçüncüsü,
           Huzurda  Sıdk  olup  kizbin  ihtimali  olmadığına;  dördüncüsü,  İbadetle
           İstianenin ayrı ve müstakil maksadlar olduklarına işarettir.

                  Bu  iki  fiili  birbiriyle  bağlayan  münasebet,  ücretle  hizmet
           arasındaki münasebettir. Zira İbadet, abdin Allah'a karşı bir Hizmetidir.
           İane de, o Hizmete karşı bir ücret gibidir. Veya mukaddeme ile maksud
           arasındaki  alâkadır.  Çünki   İane  ve  Tevfik,  İbadete   mukaddemedir.
   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24