Page 24 - Risale-i Nur - İşaratü'l-İcaz
P. 24

26                                                                                                    İŞÂRÂT-ÜL İ’CAZ

                                                               ِ َّٓ
                               ِ
                                   ِ
                     ۪ي يبنلا ۪نم۪مهيَلع ۪ ۪ للّا ۪۪معنَا  ۪ ني ۪ َ ْ  ۪ ذَّلا ۪عم ۪ ۪ كئٰلوُاف
                        ِ

                                         ٰ
                                                                   َ
                         َّ
                    َ
                                                             َ َ
                                                         َ
                                             َ َ
                             َ
                                        ُ َ
                                 ْ ْ

                               ِ


                                                       ۪دصلا
                           ۪يحلصلا   َ  ۪ ۪و  ِ ۪ ءآَّد َ َ  ۪ هُّشلا  ۪ ۪ و  ۪ يقي ِ ِ    ۪ و ۪
                           َ
                                                  َ َ
                                                             َ

                                 َّ
                                          ِ

                                        ۪
          olan Âyet-i Kerime, buradaki   ۪يَلع۪تمعنَا  ۪۪ ۪ نيذَّلا Âyet-i Celilesini
                                        م
                                          ه
                                        ْ
                                           ْ َ َ ْ َ
                                                        َ ْ
          beyan eder. Zâten Kur'anın bir kısmı, bir kısmını tefsir eder.

                 S: Peygamberlerin meslekleri birbirine uymadığı gibi, İbadetleri
          de birbirine muhaliftir. Bunun esbabı nedir?

                 C: İtikad ve amelde, usûl ve Ahkâm-ı Esasiyede Peygamberlerin
          hepsi daimdirler, sabittirler, müttehiddirler. İhtilaf ve tefavütleri, ancak
          füruattadır.  Zâten  zamanların  tebeddülüyle,  füruatın  da  tebeddül  ve
          tegayyürü tabiî bir şeydir. Evet mevasim-i erbaada tedavi ve telebbüs
          gibi çok şeyler tebeddüle uğrar. Meselâ, kışın giyilen kalın elbise yazın
          tebeddüle uğrar; veya kışın güzel tesiri olan bir ilâcın, yazın fena tesiri
          olur,  kullanılmaz.  Kezalik  Kalb  ve  Ruhların  gıdası  olan  Ahkâm-ı
          Diniyenin füruatı da, ömr-ü beşerin devreleri itibariyle tebeddüle uğrar.
                         ِ
                  ِ
                                    ِ
                  ۪مهيَلع۪ب وضغمْلا۪يَْغ : Havf ve firar makamı olan şu sıfatın
                 ْ ْ َ
                             ُ ْ َ
                                     ْ
          mâkablindeki  makamlarla  münasebatı  ise:  Bu  makamın  hayret  ve
          dehşet nazarıyla Celal ve Cemal ile muttasıf olan Makam-ı Rububiyete
          baktırması;  ve  iltica  ve  dehalet  nazarıyla    ۪دبعن۪ deki  Makam-ı
                                                         ُ ُ ْ َ

          Ubudiyete  baktırması;   ve   acz   nazarıyla    ۪يعت َ نْ deki   Tevekkül
                                                     ُ َ
                                                          ْ
          Makamına baktırması; ve teselli nazarıyla Refik-i Daimî olan Makam-ı
          Recaya  baktırmasıdır.  Çünki  korkunç  bir  şeyi  gören  adam,  korku  ve
          hayret içinde kalır; sonra firar etmeye meyleder. Âciz olduğu takdirde
          tevekkül eder, sonra teselli yollarını arar.

                 S-  Cenab-ı  Hak,  Ganiyy-i  Mutlak'tır;  Âlemde  bu  kadar
          dalaletleri ve pek çirkin fena şeyleri yapan nev'-i beşerin yaratılışında
          ne Hikmet vardır?
   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29