Page 213 - Risale-i Nur - İşaratü'l-İcaz
P. 213

ECNEBÎ  FEYLESOFLARIN  ŞEHADETLERİ                                                    215

                  Müslümanların  Kur'ana  hürmetleri  daima  tezayüd  etmektedir.
           İslâm muharrirleri, Kur'an Âyetlerini iktibas ile yazılarını süslerler ve o
           yazılar  o  Âyetlerden  mülhem  olurlar.  Müslümanlar,  tahsil  ve  terbiye
           itibariyle yükseldikçe, fikirlerini o nisbette Kur'ana istinad ettiriyorlar.
           Müslümanlar,  Kitablarına  âşıktırlar  ve  Onu  Kalblerinin  bütün
           samimiyetiyle Mukaddes tanırlar. Halbuki Kütüb-ü İlahiyeye nâil olan
           diğer  milletler,  ne  Kitablarına  ehemmiyet  verirler  ve  ne  de  onlara
           hürmet  gösterirler.  Müslümanların  Kur'ana  hürmetlerinin  sebebi;  bu
           Kitab  payidar  oldukça,  başka  bir  dinî  rehbere  arz-ı  ihtiyaç
           etmeyeceklerini anlamalarıdır. Filhakika Kur'anın Fesahat, Belâgat ve
           Nezahet itibariyle mümtaziyeti, Müslümanları başka Belâgat aramaktan
           vâreste  kılmaktadır.  Edebî  dehaların  ve  yüksek  şâirlerin,  Kur'an
           huzurunda eğildikleri bir vakıadır. Kur'anın hergün daha fazla Tecelli
           etmekte  olan  güzellikleri,  hergün  daha  fazla  anlaşılan  fakat  bitmeyen
           esrarı, şiir ve nesirde üstad olan müslümanları, üslûbunun nezahet ve
           ulviyeti  huzurunda  diz  çökmeye  mecbur  etmektedir.  Müslümanlar,
           Kur'anı  tâ  Rûz-u  Haşre  kadar  payidar  kalacak  kıymet  biçilmez  bir
           Hazine  addeylerler  ve  Onunla  pek  haklı  olarak  iftihar  ederler.
           Müslümanlar, Kur'anı en fasih Sözlerle, en rakik Manalarla coşan bir
           nehre  benzetirler.  Şayet  Monsieur  Renaud  (Mösyö  Reno),  İslâm
           Âlemiyle  temas  etmek  fırsatını  elde  edecek  olursa,  münevver  ve
           terbiyeli  Müslümanların,  Kur'ana  karşı  en  yüksek  hürmeti  perverde
           ettiklerini  ve  Onun  Evamir-i  Ahlâkiyesine  fevkalâde  riayetkâr
           olduklarını  ve  bunun  haricine  çıkmamağa  gayret  ettiklerini  görürdü.
           Yeni  nesiller  ve  asrî  mekteblerin  me'zunları  da,  Kur'ana  ve
           Müslümanlığa  karşı  müstehziyane  bir  cümlenin  sarfına  tahammül
           etmemektedirler. Çünki Kur'an, iki Sıfatla bu Ehliyeti haizdir:

                  Bunların birincisi: Bugün ellerde tedavül eden Kur'anın Hazret-i
           Muhammed'e  (A.S.M.)  vahiy  olunan  Kitabın  aynı  olmasıdır.  Halbuki
           İncil ile Tevrat hakkında birçok şübheler ileri sürülmektedir.

                  İkincisi: Müslümanlar, Kur'anı Arabçanın en kuvvetli muhafızı
           ve Esasat-ı Diniyenin amelî bir mahiyet almasının en kuvvetli menbaı
           telakki  ederler. Binaenaleyh Monsieur Renaud  (Mösyö  Reno)  Eserini
           tashih  edecek  olursa,  bu  tercümesiyle,  insanları  tenvir  hususunda
           insanlığa büyük bir muavenette bulunur ve bâtıl İtikadların hududlarını
           tar u mar etmeye hâdim olur.

                                                              Doktor   MAURİCE
   208   209   210   211   212   213   214   215   216   217   218