Page 71 - Risale-i Nur - İşaratü'l-İcaz
P. 71

MÜHÜRLENEN KALBLER                                                                                    73

           camiddir.  İlm-i  sarfta  malûmdur  ki,  camidlerden  ism-i  fâil  gibi  sıfatlar
           yapılamaz. Ancak kesbî, nisbî, itibarî olan mana-yı masdarîden yapılabilir.
           Öyle  ise,  ölümün  Halkı  katl  değildir.  Öyle  ise,  ehl-i  itizal'in  hatalarına,
           hata nazarıyla bakılmalıdır.

                  Beşincisi:  İnsanın  katl  gibi  zahirî  ve  ihtiyarî  olan  fiilleri,  nefsin
           meyelanına  intiha  eder.  Cüz'-i  ihtiyarî  denilen  şu  nefs  meyelanı  üzerine
           münazaalar deveran eder.

                  Altıncısı: Âdetullah üzerine, İrade-i Külliye-i İlahiye abdin irade-i
           cüz'iyesine bakar. Yani bunun bir fiile taallukundan sonra, o taalluk eder.
           Öyle ise cebr yoktur.

                  Yedincisi: İlim, malûma tâbidir. Bu kaziyeye göre, malûm, İlme
           tâbi değildir; çünki devir lâzım gelir. Öyle ise bir insan, amelen yaptığı bir
           fiilin esbabını Kadere havale etmekle, taallül ve bahaneler gösteremez.

                  Sekizincisi: Ölüm gibi hasıl-ı bil'masdar denilen şey, kesb gibi bir
           masdara  mütevakkıftır.  Yani  Âdetullah  üzerine  o,  hasıl-ı  bil'masdarın
           Vücuduna  şart  kılınmıştır.  Kesb  denilen  masdarda,  çekirdek  ve  ukde-i
           hayatiye  meyelandır.  Bu  düğümün  açılmasıyla,  mes'eledeki  düğüm  de
           açılır.
                  Dokuzuncusu: Cenab-ı Hakk'ın Ef'alinde, tercih edici bir garaza,
           bir illete ihtiyaç yoktur. Ancak tercih edici, Cenab-ı Hakk'ın İhtiyarıdır.

                  Onuncusu: Bir Emrin, behemehal bir müessirin tesiriyle Vücuda
           gelmesi  lâzımdır  ki,  tereccuh-u  bilâ-müreccih  lâzım  gelmesin.  Amma
           itibarî emirlerde tahsis edici bir şey bulunmasa bile muhal lâzım gelmez.

                  Onbirincisi:  Bir  şey,  Vücudu  vâcib  olmadıkça  Vücuda  gelmez.
           Evet  İrade-i  cüz'iyenin  taallukuyla  İrade-i  Külliyenin  taalluku  bir  şeyde
           içtima ettikleri zaman, o şeyin Vücudu Vâcib olur ve derhal Vücuda gelir.

                  Onikincisi: Bir şeyi bilmekle, mahiyetini bilmek lâzım gelmez. Ve
           bir şeyi bilmemekle, o şeyin adem-i Vücudu lâzım gelmez. Binaenaleyh,
           cüz'-i  ihtiyarînin  mahiyetinin  tabir  edilememesi,  Vücudunun  kat'iyyetine
           münafî değildir.
                  Nazar-ı  dikkatinize  arzettiğim  şu  Esasları  tam  manasıyla
           anladıktan sonra, şu maruzatımı da dinleyiniz:
                  Biz Ehl-i Sünnet Ve-l Cemaat, ehl-i itizal'e karşı diyoruz ki: Abd,
           kesb  denilen  masdardan  neş'et  eden,  hasıl-ı  bil'masdar  olan  esere  hâlık
           değildir.  Abdin  elinde  ancak  ve  ancak  kesb  vardır.  Zira  Allah'tan  başka
           Müessir-i Hakikî yoktur. Zâten Tevhid de öyle ister.
   66   67   68   69   70   71   72   73   74   75   76