Page 97 - Risale-i Nur - İşaratü'l-İcaz
P. 97

TEVHİD’İN İSBATI                                                                                                   99

                  Ey  muhatab  olan  insanlar!  Havf  u  Reca  ortasında  bulunmakla,
           Takvayı reca ederek Rabbinize İbadet ediniz. Bu itibarla insan, İbadetine
           itimad etmemelidir ve daima İbadetinin artmasına çalışmalıdır.

              Reca manası, sâmi' ve müşahidlere göre olursa şöyle tevil edilecektir:

                  Ey müşahidler! Arslanın pençesini gören adam, o pençenin iktizası
           olan parçalamayı arslandan ümid ve reca ettiği gibi; siz de insanları İbadet
           techizatıyla mücehhez olduklarını gördüğünüzden, onlardan Takvayı reca
           ve intizar edebilirsiniz. Ve keza İbadetin fıtrî bir iktiza neticesi olduğuna
           işarettir.
                  ۪ نوقَّتت :   Takva,    tabakat - ı  mezkûrenin    İbadetlerine    terettüb
                  َ ُ َ
           ettiğinden, Takvanın bütün kısımlarına, mertebelerine de şamildir. Meselâ:
           Şirkten  Takva,  kebairden  masivaullahtan  Kalbini  hıfzetmekle  Takva,
           ikabdan  ictinab etmekle Takva, gazabdan tahaffuz etmekle Takva. Demek

           ۪ نوقت َ ُ  ۪ ت َّ      Kelimesi  bu  gibi  mertebeleri  tazammun  eder.  Ve keza İbadetin
           َ
           ancak  İhlas  ile  İbadet  olduğuna  ve  İbadetin  mahzan  vesile  olmayıp
           Maksud-u  Bizzât  olduğuna  ve  İbadetin  Sevab  ve  ikab  için  yapılmaması
           lüzumuna işarettir.
                                     ِ
                     ِ

                  ۪ ءانب ۪ ۪ ءآَّمسلاو ۪ا  شارف۪ض ۪ رَلاْا۪مُكلَ۪لعج ۪ ۪ يذَّلَا :    Kur'an-ı Kerim,
                  َّٓ
                                              ُ َ
                    َ
                                    َ
                              َ
                                                     َ َ
                                          ْ َ
                       َ َ َّ
           bu Cümle ile beyan ettiği Kudret-i İlahiyenin Azametiyle insanları İbadete
           teşvik edip heyecana getiriyor. Şöyle ki:

                  Ey insanlar! Arz ve Semayı sizlere muti' ve  hizmetkâr yapan
           Zât, yaptığı şu iyiliğe karşı İbadete müstehaktır; İbadetini ediniz. Ve
           keza  insanların  Faziletine  ve  yüksek  bir  kıymete  mâlik  olduğuna  ve
           İndallah mükerrem bulunduğuna bir îmadır. Sanki beşere emrediyor:  Ey
           beşer! Yüksek ve alçak bütün ecramı sizin istifadenize tahsis etmekle
           sizlere bu kadar i'zaz ve ikramlarda bulunan Cenab-ı Hakk'a İbadet
           ediniz! Ve sizlere yaptığı Keramete karşı liyakatınızı izhar ediniz.


                   Ve keza esbab ve tabiata tesirin verilmesini reddediyor. Şöyle ki:

                  Ey insan! Şu gördüğünüz yerler, gökler; Sıfatlarıyla beraber,
           bir  Hâlıkın  Halkıyla,  Kasdıyla,  Tahsisiyle  ve  bir  Nâzımın  Nazmıyla
           husule gelip bu İntizamı bulmuşlardır. Kör tabiatın bu kadar büyük
           şeylerde yeri olmadığı gibi en küçük şeylerde de yeri yoktur. Ve keza
           Sıfatlar  da  mümkinattan  oldukları  cihetle,  Sâni'a  delalet  ettiklerine
           işarettir. Zira cisimleri
   92   93   94   95   96   97   98   99   100   101   102