Page 402 - Risale-i Nur - Lem'alar
P. 402
FİHRİST 405
Sahife No:
B i r i n c i s i : Her mevcud, basit bir madde olmadığı gibi camid ve
tegayyürsüz dahi olmadığından; ve hem de zerrelerden teşekkül ettirilmiş
gayet acib bir makine ve gayet hârika bir saray olmakla beraber, zahirî ve
bâtınî duygularla mücehhez bulunduğundan, Kâinatla alâkası vardır. İşte
herbir mevcud Hâlık-ı Külli Şey'e isnad edilmeyip, "kendi kendine teşekkül
ediyor" denilse; o vakit herbir mevcudun herbir zerresine, bir Eflatun'a bedel
binler Eflatun kadar İlim ve Şuur vermek gibi hurafecilik ve divaneliğin en
büyüklerinin ortasına düştüğünü beyan edip, isbat eder.
İ k i n c i s i : Herbir mevcud, bilhassa Ferd-i İnsan; birbiri içinde
yerleştirilmiş binler kubbeli bir saray ve herbir kubbesi binler zerratın
başbaşa vermesiyle teşekkül etmiş acib nakışlı garib bir San'at-ı Hârika
olduğu halde, "Bu masnuat bir Sâni'-i Vâhid'in eser-i san'atı değildir, kendi
kendine teşekkül ediyor" denilse, hadsiz ve hudud altına alınmayan zerrat-ı
vücudiye adedince muhaller ortaya çıkar ki; bu mefkûre sahiblerini cehlin en
müntehasında oturtarak, echeliyetle techil eder.
Ü ç ü n c ü M u h a l : Sâni'-i Zülcelal'in İcadı olan herbir masnu,
Kalem-i Kader-i Ezelînin bir Mektubu olmazsa, "esbab-ı âlem İcad ediyor"
denilse; o vakit o esbab, evvela o masnuun bedenindeki hüceyrelerinden tut,
binler mürekkebat adedince tabiat kalıpları, demir kalemleri ve harfleri ve
hattâ bu demir harfleri ve kalemleri ve kalıpları dökmek için birçok
fabrikalar ve bu fabrikaların inşası için, keza fabrikaların vücudu lâzım gelir.
Ve hakeza bu teselsül gittikçe gidecek.. Bu nâmütenahî muhalatı intac eden
bu fikri kabul edenler, bu Hakikattan yedikleri silleden ayılıp, bu
fikirlerinden vazgeçmelidirler, der.
Ü Ç Ü N C Ü K E L İ M E : "İktezathü-t Tabiat" yani tabiat
iktiza ediyor. Bu idlâl edici mudıll fikrin pek çok muhalatından üç muhalinin
B i r i n c i s i şudur ki: Şems-i Ezelî'nin Kalem-i Kader ve Kudreti
olan alîmane, basîrane, hakîmane San'at-ı İcad, O Zât-ı