Page 403 - Risale-i Nur - Lem'alar
P. 403
406 LEM’ALAR
Sahife No:
Zülcelal'e verilmezse hem kör, hem sağır, hem akılsız, hem düşüncesiz bir
tabiata verilse; o tabiat, bu masnuatı yapmak için, ya herşeyde hadsiz manevî
makine ve matbaaları bulunduracak veyahud herşeyde Kâinatı halkedip idare
edecek bir kudret ve hikmeti dercedecektir. Bu ise, her bir mevcudda hadsiz
bir kudret ve irade ve nihayetsiz bir ilim ve hikmet taşıyacak bir tabiatı veya
bir kuvveti ve âdeta bir ilahı, içinde kabul etmek lâzım gelir ki; bu ise,
Kâinattaki muhalatın en bâtılı ve hurafenin en yalan bir şekli olduğunu ve
Hâlık-ı Kâinat'ın Sıfât-ı Kudsiyesinin Tecelliyatına "tabiat" namı verenler,
hayvanlardan yüz derece aşağı olduğunu gösterir.
İ k i n c i s i : Gayet intizamlı ve mizanlı ve hikmetli olan şu
mevcudat, nihayetsiz Kadîr ve Hakîm bir Zâtın İcadıdır denilmezse, tabiata
verilse, o vakit tabiat, nebatatın menşei ve meskeni olan ve nebatata saksılık
vazifesini gören bir parça toprakta, milyarlar adedince ayrı ayrı makinaları
ve matbaaları yerleştirmeli ki; o toprak, her türlü nebatatın menşei ve
meskeni olabilsin ve hayatlarına lâzım her türlü ihtiyaçlarını muayyen
mikdarları dâhilinde verebilsin. İşte bu hurafeyi ve hadsiz muhalatı netice
veren bu mefkûreyi taşıyanların eşekliklerine bakarak, yüzlerine tükürerek,
der: Bu suubetli ve müşkilatlı acib muhalatın, nasıl sühuletli vücuda inkılab
ettiği hakkındaki suale hakikatlı ve gayet makul bir cevab verilmiştir.
Ü ç ü n c ü s ü : İki misali var.
B i r i n c i s i : Hâlî bir sahrada kurulmuş gayet mükemmel ve
müzeyyen bir saraya giren vahşi bir adamın misaliyle izah edilen bir
Hakikattır. Şöyle ki: O saraydan daha muntazam, daha mükemmel ve her
tarafı Mu'cizat-ı Hikmetle doldurulmuş olan şu Âlem sarayının içine,
Uluhiyeti inkâr eden vahşi tabiiyyunlar girerler. Gördükleri mevcudatın,
daire-i mümkinat haricinde olan Zât-ı Vâcib-ül Vücud'un Eser-i San'atı
olduğunu düşünmeyerek; daire-i mümkinat içinde bulunan ve Kudret-i
İlahiyenin tebeddül ve tegayyür eden icraat Kanunlarının bir defteri hükmün-
deki Mecmua-i Kavanin-i Âdetullaha ve bir Fihriste-i San'at-ı Rabbaniye
olan İlahî kanunlara yanlışlıkla