Page 278 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 278

280                                                                          YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN


          bir  zabıtadır;  idare  ve  asayişi  muhafaza  ediyorlar."  dedikleri  ve  bu
          Hakikata binler şahid ve yirmi sene hayatıyla tasdik ve binler Şakirdlerin
          de zabıtaca hiçbir vukuat kaydetmemesi ile tasdik ve teyid ettikleri halde,
          o bîçare adamın ihtilâlci ve insafsız bir komiteci gibi menzilini basmak ve
          insafsız  adamlar  ona  ihanet  etmek  ve  menzilinde  bir  şey  bulamamakla
          beraber,  yüz  cinayeti  bulunan  bir  adam  gibi  hattâ  Kur'anı  ve  başındaki
          levhalarını  evrak-ı  muzırra  gibi  toplamak,  acaba  dünyada  hangi  kanun
          buna müsaade eder?

                 Altıncısı:  Bundan  otuz  sene  evvel,  Cenab-ı  Hakk'ın  İnayetiyle
          dünyada muvakkat şan ü şeref ve enaniyetli hodfüruşluk ve şöhretperestlik
          ne kadar zararlı ve ne kadar faidesiz ve manasız olduğunu hadsiz şükür
          olsun  ki,  Kur'anın  Feyziyle  anlamış  bir  adam,  o  zamandan  beri  bütün
          kuvvetiyle nefs-i emmaresiyle mücadele edip, mahviyet etmek ve benliği
          bırakmak ve tasannu ve riyakârlık yapmamak için, elinden geldiği kadar
          çalıştığına  ona  Hizmet  veya  arkadaşlık  edenler  kat'î  bildikleri  halde  ve
          yirmi seneden beri herkes kendi hakkında hoşlandığı ziyade hüsn-ü zan ve
          teveccüh-ü  nâs  ve  şahsını  medh  ü  senadan  ve  kendini  manevî  makam
          sahibi  olduğunu  bilmekten  herkese  muhalif  olarak  bütün  kuvvetiyle
          kaçtığını,  hem  Has  Kardeşlerinin  onun  hakkındaki  hüsn-ü  zanlarını
          reddedip  o  Has  Kardeşlerinin  hatırlarını  kırması  ve  yazdığı  cevabî
          Mektublarında  onların  kendi  hakkında  medihlerini  ve  ziyade  hüsn-ü
          zanlarını  kırması  ve  kendini  Faziletten  mahrum  gösterip  bütün  Fazileti
          Kur'anın Tefsiri olan Risale-i Nur'a ve dolayısıyla Nur Şakirdlerinin Şahs-ı
          Manevîsine verip kendini âdi bir Hizmetkâr bilmesi, kat'î isbat ediyor ki;
          şahsını beğendirmeğe çalışmadığı ve istemediği ve reddettiği halde, onun
          rızası olmadan bazı dostları uzak bir yerden onun hakkında ziyade hüsn-ü
          zan  edip  medhetmek  gibi  bir  makam  vermesi  ve  Kütahya  havalisinde
          tanımadığı bir Vaizin bazı sözleriyle ve Kütahya'ya kendim hiçbir Mektub
          göndermediğim  halde  ve  benim  imzamı  taklid  ile  ve  medar-ı  mes'uliyet
          tevehhüm edilen bir Mektub ile ve kimin yazısı bilinmeyen dokunaklı bir
          Kitab  Balıkesir'de  bulunmasıyla  acaba  hangi  kanunla  medar-ı  mes'uliyet
          olur ki, o bîçare ve hasta, çok ihtiyar, garib ve münzevi adamın odasına bir
          cinayet  işlemiş  gibi  kilidini  kırıp  taharri  memurlarını  sokmak,  hem
          Evradından  ve  Levhalarından  başka  bahane  bulamamak;  acaba  dünyada
          hiçbir kanun, hiçbir siyaset bu taarruza müsaade eder mi?

                 Yedincisi: Bu sırada dâhilde o kadar dâhilî-haricî heyecanlı parti
          cereyanları varken ve bundan tam istifade etmek, yani
   273   274   275   276   277   278   279   280   281   282   283