Page 400 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 400

ِ
                                                                  ِ
                      د   ه ِ      مح ِ  ُ    ب   ح     ب  ِ ِّ  َ ُ  ِ  ٍ     ء   ا   َّلا     يُ  ْ    ن   َ شَ  ْ    م    نا ِ    و         نا   ه                  حب ُ ْ      س    هم   سا ِ   ب
                                                          َ َ ُ
                     ْ َ
                                             َ ْ
                                                                   ْ
                        ِ
                      امئا           َك ا   ت   ه   َا    ب   د ا     د      و     رب  ِ   للّا ةم      و     ر   ح    مُك   يَلع     مَلاس    َا ل
                       ً         ُ ُ َ ً َ  َ َ َ  ٰ ُ  ْ َ َ ْ َ  ْ َ  ُ َّ


                 Aziz,  Sıddık,  Mübarek  Kardeşlerim!

                 Evvelâ: Medreset-üz Zehra Erkânlarının arzularıyla verilen bir
          Dersin bir hülâsasını sizlere de söylemeyi münasib gördük.  O Dersin
          mevzuu da: Umum Kâinat mevcudatı hesabına Mi'rac Gecesinde, Fahr-
          i Kâinat ve Netice-i Hilkat-ı Âlem Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm,
          Huzur-u  İlahîde  nev'-i  beşerin,  belki  umum  zîhayat,  belki  umum
          mahlukat namına Selâm yerinde :

                       ِ ِ      للّ    ت ا   بِي   َّطلَا     تاوَل   ص لَا  تا  ُ َ َ    ْلَا   م   ب ا   َكر   ت  َّ ُ  ِ  لَا   َّت   ح   ي ا
                             َ ُ ٰ
                                    ُ
                                              ُ
                                         َّ ٰ
                               ِّ
          demesi; ve içinde bir küllî mana bulunduğundan bütün Ümmet her gün
          çok  defa  Namazlarında  zikretmesi  ile  ve  Ehl-i  İman  içinde,  herbir
          mertebe sahibinin bir hissesi içinde bulunduğu; ve bundan evvel "Hüve
          Nüktesi"nin  haşiyesinde,  radyo  vasıtasıyla  hava  unsurunun  hârika
          Mu'cizat-ı Kudreti göstermesi cihetinde Kalbe ihtar edildi ki:

                 Bir  Ehl-i  İman,  ebedî  bir  Saadette,  dünya  kadar  bir  Mülk-ü
          Bâkiyi  netice  verecek  bu  kısacık  ömr-ü  dünyevîde  ettiği  İbadette  bir
          Küllî İbadet.. âdeta kendi hususî dünyasıyla beraber İbadet etmiş gibi
          kendi  hususî  dünyası  kadar  bir  mükâfat  alacağı  İşarat-ı  Kur'aniyeden
          anlaşılır   diye ;    Hüccetüzzehra'nın    İkinci    Makamında    İlm-i İlahî
                                       ِ
          mebhasinde  اَك    راب ُ َ    ْلَا   م   ت ا   يح    َا ل   َّت   ilââhire'nin  küllî  manaları  Ruhuma

                      ت
                                     َّ ُ
                           َ
                       ُ
          gelip,  öylece  Teşehhüdde   تا َّ ُ  ِ  لَا   َّت   ح   ي   derken,  birden  hayalime  hususî
          dünyamın  dört  unsuru  olan  “toprak,  su,  hava,  Nur”  unsurları  dört
          küllî  dil  oldular.  Herbir  dil,  milyarlar  hattâ  trilyonlar,  katrilyonlar
                   ِ ِ

                   للّ
          adedince       ت  َ ُ    ِي   ب ا  ِّ      َا   َّطل    تا   و   َلصلَا      تاَكرا   بم      َا   ْل    تا َّ ُ    ح   ي ِ    َا   َّتل   Kelimelerini
                    ٰ
                                                َ
                                       َّ ٰ ُ
                                             ُ
                                                  َ ُ
          lisan-ı hal ile söylüyorlar; hayalen gördüm.
   395   396   397   398   399   400   401   402   403   404   405