Page 405 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 405

EMİRDAĞ  LÂHİKASI-II                                                                                      119


                 ُِّ
                            روُِّ
               رو
                                            و
                                           ر
           ve    نلا   ُن َرو      ve   نلا  خ َ ا ل َقِ      ve   ُِّن لا َر بَدُ ِِّ  م   olan    Kadîr-i Zülcelal'in
           ve Allâm-ül Guyub'un ve Alîm-i Mutlak'ın Kudreti ile ve Hikmeti ile
           olacak. İşte bu iki nümuneye kıyasen hadsiz nümuneler var.
                  ِ ِ

                  للّ

               İşte   تاب   ِي    َا   َّطل  bütün  Kâinattaki  Nurları,  güzellikleri,Tayyibeleri
                   ٰ
                      ُ َ
                          ِّ
           ve  Kelimat-ı  Tayyibeleri  ve  Hayırları  ve  Kemalâtları  Zât-ı  Zülcelal'e
           Nur unsuru diliyle Kâinat takdim ettiği gibi, Netice-i Hilkat-ı Kâinat ve
           Sebeb-i Hilkat-ı Âlem olan Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm dahi -
           namlarına-  meb'us  olduğu Kâinattaki bütün mevcudat hesabına, Mi'rac
                                      ِ ِ
           Gecesinde o küllî mana ile     ت ا َ ُ ٰ    بِي   َّطلَا demiş.

                                      للّ
                                              ِّ

                  Resul-i  Ekrem  (Aleyhissalâtü  Vesselâm  biadedi  zerrati'l-
           enam) bu dört Kelimat-ı Cemileyi Selâm yerinde söyledikten sonra, ---
           Risale - i  Nur' da        izah        edildiği         gibi ---        Cenab - ı  Hak
                     َ َا
              َّ       يْ ا   ا   نل ِ بي    كي    ع    َل    مَلا   س لَا demesiyle,  bütün  Ümmeti  öyle  diyeceklerine
           ُّ    َ ُّ         َّ ُ َ ْ
           işaret ve manevî Emr ve Ferman ve kabul hükmünde mukabele etmiş.

           Birden  Peygamber   يح ِ   لا   صلا   ِ   للّا  ِ  َ  ِ       ع ٰ ل     ع   ب   دا     و ان   يَل   ع م   َلا   سل   َا demekle, o
                                                            َ ْ َ
                                         َّ
                              َ
                                                     َ َ
                                                                 َّ ُ
                                    َّ
           kudsî  Selâmı  hem  kendine,  hem  Ümmetine,  hem  bütün  kendinden
           evvelki  Emsallerine  tamim  edip,  küllî  ve  umumî  bir  Selâm  suretinde
           gösterip;  bütün  mahlukatın  meb'usu  olması  noktasında  onlara  da  o

           Selâmı teşmil etmiş. Ümmeti ise her Namazda   نل ِ بي َّ  ا ا    ك     َا   يْ  َ   م   ع   َل   ي    َلا   سل   َا
                                                        ُّ     َ ُّ         َّ ُ َ ْ
           demeleri, o Selâm-ı İlahîdeki Emr ü Fermana bir imtisaldir. Hem ona
           karşı   Biat    etmektir...   ve    her    gün    Biatını    yani    memuriyetini


           -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

           İşte  İrade-i  İlahiyenin  namuslarının  ünvanları  olan  Âdetullah  Kanunlarının  birisine,
           beşer  aczinden  mahiyetini  bilemediği  o  kanunun  mahiyetine  elektrik  namını  verip,
           tenvirdeki hârika Mu'cize-i Kudreti âdileştirmekle ve malûm birşey imiş gibi elektrik
           kuvveti  diye  bir  isim  takmakla,  bunun  gibi  çok  hârikulâde  Mu'cizat-ı  Kudret-i
           İlahiyeyi cahilane âdileştiriyorlar.
   400   401   402   403   404   405   406   407   408   409   410