Page 486 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 486

200                                                                         YİRMİYEDİNCİ  MEKTUBDAN


                 Bir seyahat münasebetiyle ve otomobili içinde İstanbul'a en mühim
          bir  Mes'ele-i  İmaniye  için  gitmesinden,  şimdi  İstanbul'un  bazı  resmî
          adamları yirmi cihette kanunsuz bir tarzda kanun namına Üstadımızı bir
          bardak  suda  fırtına  koparmak  nev'inden  milyonlar  fedakâr  Talebeleri
          bulunan bir zâta, sinek kanadı kadar bir ehemmiyeti olmayan bir mes'ele
          için  resmî  adamları  yanına  göndermek  olan  yüz  cihette  ehemmiyetsiz,
          manasız ve bir habbeyi yüz kubbe yapmak gibi bu şeye karşı Üstadımız
          diyor:  "Madem  İman  Hizmetinde  İhlas-ı  Etemle,  anarşiliği
          durdurmakla, asayişi muhafaza etmekle sabır ve tahammül gerektir.
          Ben  de  bunun  için  rahatımı,  haysiyetimi  feda  ediyorum.  Onları  da
          Helâl ediyorum."

                 Üstadımızın  bu  defa  İstanbul'a  gitmesi  münasebetiyle  İstanbul
          müddeiumumîliğince  ifadesinin  alınması  için  yanına  gelen  iki  memura
          Üstadımız  dedi:  "Ben  daha  evvel  bu  mes'ele  için  mahkemede  ifade
          vermiştim  ve  mahkeme  tahkikat  yapmış,  neticede  beraet  vermiş.  Başka
          diyeceğim  yok."  diyerek  Samsun  mahkemesine  giden  ve  İstanbul
          mahkemesinde  okuduğu  ifadatını  tekrar  söyledi.  Hem  eskiden  aldığı
          birkaç  rapor  var  ki,  hastalığı  dolayısıyla  başını  sarmaya  mecburdur  ve
          şiddetli  nezleden  ve  hastalıklardan  dolayı  istirahata  ve  tebdil-i  havaya
          ihtiyacı vardır. Daimî bir yerde kalması sıhhatine münafîdir. Daha evvel
          lüzum  da  olmadığı  için,  bu  raporları  göstermeye  tenezzül  etmiyordu,
          lüzum görmüyordu.
                                                                    Hizmetinde  bulunan  Nur  Talebeleri
                                       Tahirî, Zübeyr, Sungur, Hüsnü, Bayram

                                         *  *  *
                          ÜSTADIMIZIN   VASİYETNAMESİ

                 Hem  benim  şahsımın,  hem  Risale-i  Nur'un  Şahs-ı  Manevîsinin
          sermayesini,  kendilerini  Risale-i  Nur'un  Hizmetine  vakfedenlerin
          tayinlerine vermek, hususan nafakasını çıkaramıyanlara vermek lâzımdır.

                 Şimdiye  kadar  birkaç  senedir  tayinatları  verilen  Nur  Talebeleri,
          Haslara  malûm  olmuş.  Ben  de  yanımda  şimdi  bulunan  Kardeşlerimi
          kendime Vâris ve benim Vazifemi yapmaya çalışmak lâzım. Tesanüdü de
          tam muhafaza etsinler.
                                                           Evet,  bu  Vasiyetnameyi  tasdik  ediyorum.

                                                                                      Said  Nursî
   481   482   483   484   485   486   487   488   489   490   491