Page 22 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 22

24                                                                                        BEDİÜZZAMAN   SAİD   NURSİ


          -  gülistan  olur."  demektedir.  Nefsindeki  enaniyet  ve  gurur  putunu  kır-
          makla  kalmamış;  Âlemdeki  tabiatperestlerin  putlarını  dahi  târ  u  mar
          etmek  gibi  bir  vazife  gördüğü  dost  ve  düşman,  herkesin  malûmu
          olmuştur.

              İşte Bediüzzaman hakkında takdir ve tebriki ifade eden bütün yazılar
          bu mâna içindir.

              Bazı gazetelerin zaman zaman yaptıkları  Neşriyattan anlaşılıyor ki:
          Din  ve  İslâmiyet  düşmanları,  ekseriya  perde  ardından  bahaneler  icad
          ederek  Dine  saldırmaktadırlar.  Doğrudan  doğruya  Dinin  ve  İslâmiyetin
          aleyhinde  bulunmuyorlar;  Dine  Hizmet  eden,  bu  uğurda  türlü  Fedakâr-
          lıklara katlananları nazar-ı âmmede kötülemek, halkın sevgisini çürütmek
          için hücuma geçiyorlar; ta ki Dine Hizmet edenleri âtıl vaziyete getirip,
          Dinî inkişafa mâni olsunlar. İmansızlığın, ahlâksızlığın revaç bulmasını
          te'min etsinler. Demokrasi devrinde ve Din hürriyetine müsaade edildiği
          bu zamanda böyle olursa; "Din zehirdir" diye millet kürsüsünden ilânat
          yapıldığı  bir  devirde  Dindarlara,  hususen  İslâmî  gelişme  ve  inkişafa
          Hizmet edenlere nasıl davranıldığı kolayca anlaşılır...

                 Devr-i  sabıkda,  Üstad  ve  Nur  Talebelerini  mahkemeye
          sevkedenler  arasında  öyleleri  çıkmış  ki;  kanun  perdesi  altında  menfi
          ideolojilerine,  şahsî  kin  ve  ihtiraslarına  göre  hareket  etmişler.  Vazife-
          lerinin icabını yapmaları lâzımgelirken; sanki vatan ve millet hainlerini
          yakalamış gibi çeşitli hakaret ve iftiralarla Bediüzzaman ve Talebelerine
          hücum  etmişler;  mahkeme  beraet  vermişken,  kanunu  tatbik  etmekle
          mükellef bazıları, Said Nursî için yakında idam edileceği şayiasını etrafa
          yaymaktan sıkılmamışlardır. Biz, bu yazılarla onlar aleyhinde konuşmak
          değil,  bir  Hakikatı  beyan  etmek  istiyoruz.  Belki  onlardan  birçoğu,  bu
          hareketinde  mazurdur,  mecburen  yapmıştır.  Her  ne  olursa  olsun  bu
          muameleler  isbat  ediyor  ki;  Bediüzzamanın  muhakeme  olunduğu,
          mahkemeye  sevkedildiği  tarihlerde  gizli  dinsizler,  ifsad  komiteleri
          faaliyette  idiler.  Mahkeme  eliyle  mahkûm  edemedikleri  ve  Dâvasına
          mâni  olamadıkları  Said  Nursî'ye,  insafsızca  iftiralarda,  yalan  propagan-
          dalarda  bulunacaktılar  ve  bulundular.  Bu  elim  vaziyeti  gören  her  insaf
          sahibi,  Onun  müstakim  bir  Din  Adamı,  Hakikat  Adamı  olduğunu
          söylemekten  çekinmemiştir.  Binaenaleyh  Bediüzzaman  ve  Risale-i  Nur
          hakkında tekrarla ve ısrarla devam edegelen takdirkâr yazı ve takrizlerin
          neşredilmesinin
   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27