Page 242 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 242

244                                                                                      BEDİÜZZAMAN   SAİD   NURSİ


          anlaşılmaz  mı?  Elbette,  Mahkeme-i  Adâlet,  böyle  asılsız  bu  evham  ve
          isnadatları  defedip,  hakkımızda  ihkak-ı  hak  edecektir.  Gerçi  kanunları
          bilmemek  eksere  göre  bir  mâzeret  teşkil  etmez.  Fakat  haksız  olarak,
          hücra  bir  köyde,  tarassut  altında,  yabancı  bir  yerde,  şiddetle  dünyadan
          küstürüp, nefiy ile ikamet ettirip, mütemadiyen tarassut ile ta'ciz edilen
          bir adamın kanunları bilmemesi; elbette Ehl-i İnsafın nazarında bir özür
          teşkil eder.

              İşte, ben o adamım. Ve beni yanlış bir vehim ile muaheze  ettikleri
          mevadd-ı  kanuniyenin  hiç  birini  bilmezdim.  Hattâ yeni  hurufla  imzamı
          atamazdım.  Bazan  Hizmetçimden  başka,  on  günde  bir  adam  ile
          görüşmedim. Herkes bana muavenetten kaçar. Avukat tutmaya iktidarım
          yok.  Bütün  hayatımda  "En  menfaatli  ve  en  iyi  hile,  hilesizlik  olduğu"
          Düstur  olduğundan,  bütün  müdafaatımda  Hak  ve  Hakikat  ve  Sıdk  ve
          Doğruluk  Esasını  takib  ettim.  Bu  Hakikata  binaen,  Müdafaatımda
          veyahud bazan nadiren bir-iki Risalelerimde, zamân-ı hâzırın kanunlarına
          ve resmî merasimlerine Tevafuk etmiyen ifâdâtıma nazar-ı müsamaha ile
          bakmak  adâletin  mukteziyat  ve  icabatındandır.  Benim  Müdâfaâtımda
          mücmel  kalan  noktalar,  iddianameye  karşı  yazdığım  itiraznamemde
          vardır ve itiraznamemde mücmel kalan noktaların, Müdâfaâtımda izahatı
          vardır;  birbirini  tekmil  eder.  Yüzaltmış  üçüncü  Madde-i  Kanuniyenin
          tazammun ettiği -manen-kuyud-u ihtiraziye ile beraber ve vâzı-ı kanunun
          irade ettiği maksad,  asayişin ihlâline medar olmamak olduğuna binaen;
          ihlâl-i asayişe işaret ve delâlet edecek hiçbir emare ve tereşşuhat, benim
          ve  Risalelerim  yüzünde  görülmediği  ve  zabtınıza  geçen  müdafaatımda
          yirmi defa kat'î bir surette bu kanunun mes'elemizle alâkası olmadığını ve
          kat'iyyen  cezayı  müstelzim  bir  cihet bulunmadığını isbat  ettiğim  halde;
          her nasılsa, bidayetteki evhamın te'siratiyle, o madde-i kanuniye ile bizi
          muaheze  etmek  için  mezkûr  maddeyi  ileri  sürmek  hiçbir  vecihle  şân-ı
          adâlete yakışmayacağından, beraetimi taleb eyleyerek, en son sözüm:


                 و   ه َّلا ِ  َ  ٰلا   ه     ا  ِ    للّ     ٓ َ لا  ُ ٰ    ا     س ِ بِ  ْ َ    ح    لقف ا  ِ  َ ْ َ َ ْ َ  ۞     ف   ا   ن     ت   َّلو   و    ليك  و    َ    ْلا مع ِ   و    ن    للّا   انب   س   ح
                                                     ُ
                                      ْ ُ
                                                                      َ
                                                             َ
                 ُ َ
                                   َ
                                                                  ُ ٰ َ ْ
                                                                           َ ُ
                                                                         ْ
                                                          ِ
                               ظع    ا   ْل    ِمي  شر َ ْ    ا   ْل   ع    ب      ر   وهو     تْل   َّكو   ت هيَلع
                                                        َ ْ َ
                               َ
                                                   ُ َ
                                                       َ
                                              َ ُ َ ُّ
                                            * * *
   237   238   239   240   241   242   243   244   245   246   247